Çankırı FK gemisi su almaya başladı
Çankırı FK, Çarşamba Eflani deplasmanı ve Pazar günü kendi evinde Bartınspor maçlarında aldığı 2 mağlubiyetle şampiyonluk yarışında ağır yara aldı.
Eğer 8 Aralık 2024 Pazar günü Sinop deplasmanından da Allah korusun bir mağlubiyet ile dönersek değil şampiyonluk play-off bile tehlikeye girer.
O yüzden henüz her şey bitmemişken Çankırı FK yönetimi önlemini almalı ve 11 haftada büyük emeklerle ve zorluklarla elde edilen grup 2.liği de elden gitmemelidir.
Şu bir gerçek ki, sezon başından bu yana Çetin Demir ile Çankırı seyircisi arasında iyi anlamda bir bağ maalesef oluşmadı.
Bunda elbette Çankırı seyircisinin daha ikinci haftada oynanan maçta hocayı istifaya davet etmesinin rolü büyük.
Bu bence yanlıştı. Çünkü daha ikinci haftaydı üstelik takım ligin ilk haftasından galibiyetle dönmüşken. İkinci hafta yenildiğimiz takım Ereğli ise bugün baktığımızda her şeyiyle grubu domine eden takım.
Yani seyirci bazı dış yönlendirmelerle erken davrandı ve Çetin hocanın moral motivasyonunu etkiledi. Yaptığımız görüşmede hoca her ne kadar o istifa seslerini duymadığını ve etkilenmediğini söylese de ses tonundan anladığım kızgın ve kırgındı haklı olarak.
Seyirci tarafı böyle ama Çetin Hocada seyirciye karşı ve takımın oyununun gelişimiyle ilgili çokta bir mesafe kat edemedi kanaatimce.
Takım kazandı ama oyun hiçbir zaman kimseyi tatmin etmedi. Kazanan her zaman haklıdır. Hoca da haklıydı. Şampiyon olmak için iyi oyun mu, kazanmak mı derseniz takip edenler bilir bende hocayı haklı gördüm ve kazanan dan yana fikrimi beyan ettim.
Ama işte oyun oynamadan kazanmak bir yere kadardı ve o bir yer Eflani maçı oldu.
Sonra puan kayıpları Bartın maçı ile devam etti.
Elbette her iki maçta da kötü bir hakem yönetimi vardı.
Elbette pozisyona girdik.
Ama sonuç olarak kaybettik.
Geçen hafta da söyledim.
Takım öne geçtiğinde bir şekilde maçı galip bitiriyor ama geriye düştüğümüzde bir reaksiyon maalesef veremiyor.
Kırılgan bir takımımız var. Moral olarak düştüğümüzde saha da çokta bir şey yapamıyoruz.
Hocanın da elinde kısıtlı bir kadro var ve aynı 11'le sahaya çıkıyor. Oyuna aldığı oyuncular ise maalesef katkı sunamıyor takıma.
Takımımızın skor yükünü çeken 3 oyuncu Canberk, Mustafa ve Taha Arslan.
Taha ve Mustafa’nın sert, inişli çıkışlı olan bir form grafiği var. Bir maç çok iyi, bir maç ise sahada yokları oynuyorlar.
Bir Canberk kalitesi, tecrübesi ve sahadaki duruşu üstüne attığı gollerle takımı ayakta tutmaya çalışıyor.
Son maçlarda Necdet enerjisi ile orta saha ve defansın önünde müthiş bir mücadele örneği veriyor hepsi bu.
Kaptan Mücahit tecrübeli bir kaleci arkadan arkadaşlarını motive edip oyun içinde yönlendirmeye çalışıyor.
Önünde oynayan Rıfat ve Ahmet hava hakimiyetinde iylet ama yerden maalesef oyun kurmakta çok mahir değiller. Özellikle son Bartın maçında Rıfat kendi tecrübe ve kalitesine yakışmayacak kişisel hatalar yaptı.
Ahmet Ünver ise defansta ayakta kalmaya çalışan isimdi.
Takım son Bartın maçında anlamsız şişirme toplarla Canberk’i topla buluşturmaya çalıştı ama bu toplar ya Canberk’i bulmadı ya da dönüp kalemizde tehlike oldu.
Bu Çetin Hocanın bir taktiği miydi bilmiyorum ama bizce yanlış bir taktikti.
İlk 45 dakikayı bu anlamsız uzun toplarla heba ettiğimiz yetmiyormuş gibi ikinci yarıya da aynı taktikle çıktık. Ne zaman ki topu yere indirip Bülent ve Ahmet Aktaş ile bindirmeler yapıp Mustafa ve Taha ile ceza sahasına ortalar yapmaya başladık o anlarda hep tehlike yarattık. Bu pozisyonlardan birinde de penaltı oldu ve Canberk ile golü bulduk.
İkinci yarıda oyuna giren Anıl da takıma hareketlilik getirdi. Formayı özleyen Anıl hırsı ile göz doldurdu.
En nihayetinde 90 dakika sonunda sahadan 2-1 yenilerek mağlup ayrıldık.
Maçtan sonra sahada futbolcular arasında yaşanan kavgalar.
Seyircinin hocaya ve emniyet güçlerine tepkisi. Hakemlerin yönetimi futbol adına saha da olumsuz şeylerdi.
Saha da futbol adına olumlu bir şey var mıydı derseniz ben çok bir şey göremedim.
Sözün özü, Eflani maçından belli ki ders almamışız. Bartın maçından gerekli dersi çıkarıp Sinop maçını kazanmaktan başka çaremiz yok.
Yoksa su almayan başlayan Çankırı FK gemisi şampiyonluk limanına yanaşamadan batar.