Çankırı Tenezzüh Treni

Abone Ol
Hürriyet Gazetesinin 23 Temmuz 2008 tarihli “TENEZZÜH TRENİ MÜJDESİ” başlıklı haberinden alıntı:  
Belediye Başkanı İrfan Dinç yaptığı açıklamada, demiryolcu çocuğu olduğunu, demiryolu ve trenin kendisi için çok özel bir yeri olduğunu belirtti. 


“…Demiryolları Genel Müdürlüğü ile Çankırı Belediyesi arasında demiryollarına ait çok geniş alanda kent estetiğine katkı sağlayacak ve kentte yeni yaşam alanları oluşturacak proje hazırlığı yapıldığını belirten Başkan Dinç, Türkiye’de ilk kez 8 Haziran 1934 tarihinde başlatılan Tenezzüh (nezih gezi) Treni uygulamasının yaklaşık 4 yıl kadar devam ettiğini belirterek bu uygulamanın tekrar hayata geçmesi için TCDD yetkilileri ile görüşüldüğünü açıkladı.”

Başkan Dinç, “Tenezzüh Trenleri ile Ankara’dan ve çevre illerden binlerce insan Çankırı’ya hafta sonlarında günü birlik gelerek piknik yapıp, Karaköprü Bahçelerinden meyve ve sebze alarak Ankara’ya dönüyordu, özlem gideriyorlardı. Türkiye’nin ilk iç turizm hareketlerinden birisi olan Tenezzüh Treni’nin yeniden hayata geçmesi için çalışmalarınız tüm hızıyla sürüyor. Çankırı Belediyesi olarak kenti turizme açma çalışmalarının bir boyutu olarak Tenezzüh Trenleri büyük bir önem taşıyacak” diye konuştu.

Haberin üzerinden yaklaşık 8 yıl geçmiş…

Çankırı Belediyesinin (www.cankiri.bel.tr) sitesinde yer alan 22.11.2013 tarihli Tenezzüh Trenleri Geliyor başlıklı haberde şöyle:
“Tren Kütüphane basın mensuplarına bilgilendirme yapan Başkan Dinç, yeni bir projenin de haberini verdi. 1930’lu yıllarda Ankara’dan Çankırı’ya hafta sonu etkinlikleri için gelen Tenezzüh Trenlerini yeniden yaşatacaklarını söyleyen Dinç, ‘’Kent merkezine yakın bir mesire alanlarına buharlı tren seferleri düzenleyeceğiz. Vatandaşlarımız çocuklarıyla birlikte nostaljik bir gezi yapacak. Bu trenler ile tarihi geleneklerimizi ayakta tutacağız’’ diye konuştu.”

Bu haberin üzerinden de 3 yıl geçmiş.

Bu konudaki son durum nedir bilemiyorum, bildiğim: Bugünkü Çankırı’nın her bir tarafı apartman tarlasına dönmüş, araçlar kaldırımları yolları işgal etmiş. O methiyeler düzülen bağlardan, bahçelerden eser kalmamış…



Bir zamanlar Çankırı, Başkent Ankara’da yalancı cennet tabir edilen, bakmaya doyulamayan bahçeleriyle, muhteşem yeşillikleriyle biliniyordu. Bu güzelliklerin Ankaralılara sunulmasıyla sosyal ve ticari bir iletişim ve dönüşüm sağlama fikri Tenezzüh trenlerinin Çankırı ayağını sağladı.

Çankırı’ya ilk tren, 6 Şubat 1931 tarihinde gelmiştir. 
Çankırı-Ankara’ya demiryolu ile bağlandıktan sonra Ankaralıların Çankırı’nın yeşillikleri ve “bir cennet halini andıran bakmakla doyulmayan bahçelerinin güzelliklerini Ankara’da yaşayanlara göstermek” maksadı hâsıl olmuş ve tenezzüh(*) trenleri fikri doğmuştur.

Demiryolları İdaresi, Cuma sabahı Ankara’dan Çankırı’ya gelecek ve akşamüstü de Çankırı’dan Ankara’ya dönecek şekilde sefer koymuşlar ve bunlara “ TENEZZÜH TRENLERİ” adı verilmiştir. İlk seferin gerçekleşme tarihi 8 Haziran 1934 Cuma günüdür. 
Sabah 08.00 de Ankara’dan hareket eden tren yaklaşık 4 saatte Çankırı’ya varıyor, Ankara’ya geri dönüşü de yine 4 saati alıyordu.
“Ankara, İstanbul, İzmit, Sabanca, Adapazarı, İzmir, Aydın, Eskişehir, Kütahya, Adana, Mersin, Sivas, Amasya, Samsun, Kayseri, Niğde, Çankırı gibi büyük şehirlerimiz her hafta diğer şehir ve kasabalardan uzun tren kompozisyonlarının taşıdıkları bir halk kalabalığı ile sevinçli, neşeli bir meddücezir hayatı yaşamaktadır. On, on beş vilayetin hudutları içinde ve dışında yapılan tenezzüh trenlerini, banliyölerde işleyen gezme katarlarını düşünerek orta bir hesap yapacak olursak mübalağasız diyebiliriz ki her hafta Devlet Demiryolları yüz binden fazla vatandaşı, gezdirmek ve eğlendirmek suretiyle vatan coğrafyasını en doğru yoldan öğretmek vazifesini bihakkın yapmaktadır.” (1)

1930-1950 yılları arasında çalışan Tenezzüh trenleri genellikle Ankara arasında günü birlik çalışmışlardır. Bu Tenezzüh trenlerinde büyük bir market vagonu, sağlık vagonu, tiyatro vagonu, sinema vagonu, yolcu vagonları, çeşitli yöreleri tanıtan rehberler, restoran vagonları bulunmaktaydı. Çankırı’ya haftada 3 kere gelmiştir. Fakat teknolojinin gelişmesi ve sefer trenlerinde bu özelliklere sahip olması nedeniyle zaman içerisinde Tenezzüh trenleri önemini kaybetmiştir.
Çankırılıların hayatına büyük renk katan Tenezzüh trenleri sayesinde sinema ve tiyatro başta olmak üzere Çankırı birçok sosyal etkinlikle tanışmış; Çankırılılar hiç bilmedikleri yurdumuzun bir çok köşesini, broşürler ve rehberler aracılığıyla duyup öğrenmiş ve gezme görme istekleri artmıştır. Ankara’dan gelen Tenezzüh trenleri sayesinde Çankırı’da olmayan gıda ve diğer alışverişlerini yapmışlardır. 


Çankırı’ya İlk gelen “Tenezzüh Treni” ile ilgili Ahmet Talat Onay’ın Duygu Gazetesi’nde şu satırlar yer alır:  

“Dünkü Cuma günü şafakla beraber uyanan Çankırılılar, akın akın Pazar yerlerine koşuyor; herkesin elinde bir sepet gelecek misafirlere karşı hazır olmak üzere nevalelerini tedarik ediyordu. Akşamdan alınan haberleri, sabahki duyumlar teyit ediyordu. Son habere göre, Ankara’dan 25’er vagonlu, yarım saat arayla iki lokomotifin hareket ettiği şeklinde idi.”
Bu haberi alan ilgili kuruluşlar, hazırlık yapmaktadırlar. Kahvehaneler çalgılarını düzeltiyor, oturaklarını artırıyor. Caddeler ve sokaklar, bir gün önce temizlenmiş ve sulanmıştır. Saat 12’de kamyonlar ve arabalar, 4000’e yakın halk kitlesi misafirleri karşılamak üzere istasyonu doldurmuştur.

- “Geliyorlarrr !” bağırtıları arasında ilk lokomotif istasyona giriyor.

“Candan kopup gelen bir sevgi ile maşukuna kavuşmak isteyen bahtiyar âşıklar gibi, Çankırılılar da aziz yolcularını kucaklamak için vagonlara hücum ediyor.”
Birinci partide, aralarında İzmir, Kütahya, Antalya gibi uzak yerlerden 880’den fazla yolcu indi. 4-5 bin kişilik insan dalgası birbirine kavuşuyor. İlk kargaşa ve gürültülü ortam samimi kucaklaşmalar ve el sıkışmalara dönüşüyor.

- Buyurun, bize gidelim!

Kimi arabalarla, kimi kamyonlarla yola düşüyor… Havuz başlarına, serin yeşilliklere ulaştırılıyor. Vagonların paket istifini andıran sıkışıklığından kurtulanlara soğuk sular, ayranlar ve gazozlar ikram ediliyordu. Yarım saat sonra gelen ikinci kafile de aynı yerlere intikal ediyor, Çankırı o gün 1500 civarında misafiri ağırlıyordu.  

Haberin devamı şöyle: “1500’den fazla misafiri ağuşuna alan Çankırı’nın bol sularına, yeşilliklerine bayılan misafirler bahçelere dağıtıldı. Yeşillikler arsında yorgunluklarını atanlar: “Çankırı’yı görmek, dünyada cennet görmektir!” diye birbirlerini kutluyorlardı. En kalabalık misafir gurubu, Çankırı’ya beş kilometre mesafedeki Kembaha, Kirazlıdere suları civarında bulunuyordu.



Misafirler arasında yirmiye yakın mebus, Evkaf ve Ziraat Umum Müdürleri, askeri erkan, daire müdürleri, ajans ve gazete mensupları, sporcular, ecnebiler, hatta Yahudi vatandaşlar vardı. Yolcular;
-“ Tren biraz daha süratli olsa ve bir saat erken gelse, Çankırı’nın temiz havasından, güzelliklerinden ve sıcakkanlı insanlarının sohbetinden daha fazla istifade edebilsek.” temennisinde bulunmuşlardır. Saat beşe gelince bir telaş başladı. “Aman vagonda yer bulamayız, bir an evvel binelim” diyorlardı.
-“Var olunuz Çankırılılar, şirin kasabanızdan büyük bir zevkle ayrılıyoruz!” Sesleri arasında birinci kafile, yarım saat fasıladan sonra ikinci kafile uğurlandı.
         
(*)  Tenezzüh; gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk.
(1)  TCDD, Demiryollar Dergisi, Ankara, 1940, Cilt.12 sf. 317