Çözüm Süreci (3)

Abone Ol

 

Çözüm süreci Klavye kahramanlarının ve Meyhane Vatanseverlerinin de peydahlanmasına sebep oldu. Ancak bu sürece vatansever duygularla karşı çıkan ve edep adap doğrultusunda tepki gösterip eleştiri getiren insanlar da vardır, onlara saygı göstermek demokrasi ve demokratik kültürün gereğidir.

 

Klavye kahramanları Mankurtlaştırılmış sağcılar ile Sapkın sol düşünceye sahip kişilerce teşkil edilmiş ve peydahlanmıştır. Aslında zaman zaman dillendirilen, Siyaset Mühendislerinin sağ sol partileri birleştirme projesi bu iki gurup ile neşet bulmuştur diye de düşünebiliriz. Klavye kahramanlarını birleştiren esas unsur PKK düşmanlığı gibi gözükse de maksatları iktidarı hedef alıp yıpratmaktır.

 

Yani bu gurubun oluşması ve eylemi kin nefret ve üzerine bina edilmiştir.İşe kinle başlanırsa tabi ki şeytana gün doğmuş demektir, onun da katkısıyla işin boyutu iftira, küfür kısaca her türlü rezaleti kapsayarak genişledikçe genişlemektedir.Eleştirilere önce PKK ile başlanır göstermelik olarak,daha sonra, iftiralarla ,karamalarla yalanla dolanla devam edilir. İftiralar içerisinde en seçilmişi Milli ve Manevi değerleri sahiplenip bu konularda yazılar üreten fikirler serdeten kalem ve söz sahiplerine yapılan iftiralardır. Bu iftiralar ise bilgisayar ve internet teknolojisiyle geliştirilen kopyala yapıştır, foto şop metodunun alabildiğince kullanılması ve güya bu şahsiyetlerin ağzından çıkmış gibi mesajlar ve resimler yapıştırılarak onurlu şahsiyetleri itibarsızlaştırmak amaçlanmıştır. Yani çamur atıp tutmasa da izi kalsın hesabı, açıkça Lenin taktiği.

 

Lenin’in, Komünizmi yaymak için ihdas ettiği 18 Maddelik taktik listesinin en iğrenç olanı ‘iftira atıp tutmazsa izi kalır’ prensibidir. Lenin yattığı yerden kalksa farzı mahal, şöyle bir baksa manzaraya ve görse koalisyonu, hem hayret eder, hem sevinir, hem de sitem ederdi ve kesin olarak ‘beni bu kadar seviyordunuz da niye rejimime sahip çıkmadınız’ derdi.

 

Peki Klavye kahramanları bu kadar malzemeyi üstelik her gün nasıl bulabiliyor? Diye sorabiliriz, yani bu cephanenin bolluğu nerden geliyor, üstelik bitip tükenmiyor da. Cevaba dikkat buyurun, bu işi ufak bir araştırmada hemen çözebilirsiniz. Bu malzemeler ve cephanelerin büyük bir bölümü PKK Müfettişi’nin malum medya kuruluşları ve internet siteleri tarafından hazırlanmakta ve düzenli olarak pazara sürülmektedir. İyi mi. Yahu bunlar PKK ya karşıydılar falan demeyin. İşin içine kin ve şeytan dahil olduğu zaman insanda ne akıl kalır,ne izan ne de ahlak.

 

Şimdi oldu mu koalisyon üçlü. Mankurtlaştırılmış sağ +Sapkın sol+ PKK müfettişi. Şeytan sadece üçgeni çizdi oturdu köşede filmi seyrediyor.Siyaset Mühendisleri bile şaşıyordur bu işe ve endişeleniyorlardır muhakkak, ‘bunlar bizi işsiz bırakacaklar’ diye.

 

Önümüzde seçim var, Klavye kahramanları sanatlarını ve işretlerini olabildiğince ircaa etmeye başladılar bile, peki seçim sonunda yoruldukları için dinlenirler mi? Bunu sakın düşünmeyin. Esas dananın kuyruğu o zaman kopacak, esas iş bunlara o zaman düşecek. Muhtemel seçim mağlubiyeti bunların sayesinde gizlenecek.

 

Geçtiğimiz seçimde sandıklar açıldığında ve ağır seçim sonucunda ne yapılmıştı hatırlayan var mı? Belki unutan olmuştur biz hatırlatalım.

 

Oy verme işlemleri bitip sayımlara geçilmiş ve bazı yerleşim yerlerinde oy sayımı uzayıp hava kararmaya başlamıştı. İşte ne olduysa o an olmuş ve birkaç yerde aşırı rüzgardan dolayı trafolar devre dışı kalmış sadece bir yerde  olağan bir olay yaşanmış, bir kedi trafoya girmiş ve ceryana kapılıp telef olmuştu. Elektirklerin kesilme olayı kısa zamanda duyulmuş seçim mağluplarına gün doğmuştu. Enerji bakanı da durumu kamuoyu ile paylaşmak ihtiyacı hissetmiş olacak ki elindeki raporları olduğu gibi okumuştu, raporda tabi ki kedinin trafoyu devre dışı bıraktığı da yazıldığı için, enerji politikalarını bilen ama muhalefetin politika tarzını bilemeyen bakan Kedi olayını da açıklamıştı. Kıyamette o an kopmuştu zaten.

 

Kelli ferli ve gözümüzde çok büyüttüğümüz gurup başkan vekilleri hemen kameralar önüne koşmuş münferit kedi olayının üzerine atlayarak kurnazca suçu kedinin üzerine atıp tabanlarına hesap vermekten kurtulmuşlar ve rahat bir nefes almışlardı.

 

Kelli ferliler ateşi yakarda Klavye kahramanları benzin dökmez mi. Kedi üzerinden yapılan karalamalar, iftiralar, komiklikler gırla gitsin. Kışın soba’nın dibinde mışıl mışıl uyuyan, sokaklarda dolaşan, çöplük karıştırarak karnını doyuran pekte sevimli görünen kedilerimiz meğersem ne tehlikeli hayvanlarmış ta bilememişiz. Sen tut kendini trafoya at intihar et, hem iktidarı seç, hem de muhalefetin koltuğunu sağlamlaştır. O zamandan beri bende bu sevimli hayvanlara kuşkuyla bakar oldum, sakın bunlarda PKK lı falan olmasın. (Mart ayında daha bir başka  tehlikeli oluyorlar) Önümüzdeki seçimde bir güvercin çıkıp ta oy sandığını gagasıyla alıp kaçırırsa şaşmayın. Güvercininde güzelliğine aldanmayın.

 

Klavye kahramanlarının arasından başarı gösterip ikinci aşamaya geçen bir gurup daha var ki, beterin beteri ve en iğrenç olanı Meyhane vatanseverleridir. Bunlar tam süzmedir. Bizim meşhur  nostaljik ve simgesel ev aletleri olan ‘Kalbur, Gözer, Elek’ (Zencirci’nin ihtisas sahasına girmek istemem ama, en iyi kalburu gözeri eleği, rahmetli Dağıstan yaparmış ve çok para kazanmıştı derler) üçlemesinden süzülerek peydahlanmışlardır. Bu gurup perdeyi tamamen yırttığı için, af buyurun sümüklü Ayıyı ininden çıkartsak bunların masasına bıraksak hiç çekinmeden kadehleri onunla da tokuştururlar, sonrada kahrolsun PKK ve Hükümet diye bağırıp ortalığı inletirler. Bunlar çoktan milletle, ümmetle iplerini kopardılar ama alkolden ne yaptıklarının farkında değiller.

 

Klavye kahramanları ile Meyhane vatanseverlerinin en önemli benzerlikleri hepsinin dini bütün kişilerden olmaları, aslan sütüyle yıkandığı için kalplerinin çok temiz olması ve kendileri haricinde ibadetle meşgul olanları din istismarcıları olarak görmeleridir. Bunlarda ibadet gizli kabahat alenidir. Tabi ki hepsinin soyu sopu, Kenan misali hacı, hoca, müderris,evliya ile doludur.Bu konuya girdiklerinde sizde ister istemez kendinize çeki düzen verirsiniz, saygıda kusur etmezsiniz. Ama bir ara cesaretlenip, yahu bu kadar şehitten gaziden evliyadan bahsettik, bir Fatiha göndermezsek olmaz, buyurun Fatiha okuyun da bizde amin diyelim sevabına, deseniz. Başlarlar ıklamaya puflamaya derede tepede dolaşmaya, anlarsınız Fatiha suresi uzundur ezberlemeye vakit bulamamıştır işten güçten deyip vaziyetini kurtarmak adına, bari bir besmele çekinde bu da yeter dersiniz. İnanın yanlışsız hatasız bir besmeleyi dahi çekip işin içinden çıkamazlar.

 

Bunlara fazla vakit ayırdığımın farkındayım ama şöyle bir hatırlatmak istedim kim kimdir, kiminledir diye. Rahmetli Mehmet Gül (İstanbul Milletvekili) bunlar için yıllar önce çok güzel bir söz söylemişti; ‘İpten kazıktan kurtulmuş kişilerden ne vatana ne millete ne de kendilerine fayda gelir’ diye. Mehmet Gül’e ve adam gibi duruşunu ömrünün sonuna kadar muhafaza eden Mersin Milletvekili Ali Güngör’e Allahtan rahmet diliyorum.

.

Bu hafta ki yazımı aşağıda eklediğim güzel bir şiirle tamamlamak istedim bakalım beğenecekmisiniz.

 

SEVGİ BİRLİĞİ 

 

Gönül bir ummandır, aşk sevgi seli, 
Uzansın âleme kardeşlik eli, 
Her kim olursan ol, dışlama eli. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

Düşman bilme seni farklı bileni, 
Kefenin hep birdir boyu ve eni, 
Yıllardır kardeşiz Türk, Rum, Ermeni. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

Ayırma seveni, kutsaldır sevi, 
Kardeşiz hepimiz Sünni, Alevi, 
İnsanın gönlüdür Tanrı’nın evi. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

Köroğlu severdi asil kır atı, 
Zorluklarla geçti dağda hayatı, 
Bolu Beyi en son verdi beratı. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

Ünlü Mimar Sinan, eşsiz çizgisi; 
Fuzuli şiiri; sevgi dizgisi, 
Ozan Yunus Emre’m bizden ezgisi… 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

İbnî Sina örnek fende, bilimde; 
Farabî yarışır halen ilimde; 
Atatürk içimde hem de dilimde. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

‘Gel’ dedi Mevlana: Kim olursan ol; 
Işık ol, sevgi ol, yüreklere dol; 
Allah’a sığının onda rahmet bol. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

Vatanın bağrına dayandı kama, 
Atatürk sulh için savaştı ama 
Sonunda ordumuz dedi ki: dama! 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi! 

……. diyor ki: Haller nicedir, 
Sevgisiz bir yürek sanki gecedir, 
Yaradan dilimden düşmez hecedir. 
Var mı sevgi, dostluk, barış gibisi; 
Bu yolda herkesle yarış gibisi!