Amerika seçimlerinde beklenilenin aksine Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın seçimleri kazanması ABD'de olduğu gibi uluslararası alanda büyük yankı buldu. Beklenilen Demokratların adayı Newyork senatörü Hillary Clinton'un seçimleri kazanması yönündeydi. Anlaşılan Yahudi lobileri Demokratlardan yana gözükmüş ancak son düzlükte (nasıl bir söz aldılarsa) Donald Trupm'ı desteklemişlerdi. Demokratların yaşadığı bu şokun ardından Obama yönetimi belki de ABD tarihinde ilk defa 23 Aralık'ta yapılan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında, İsrail'in Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşim faaliyetlerinin tamamen durdurulması kararının çıkmasını sağladı. Yeni Zelanda, Malezya, Venezuela ve Senegal tarafından oylamaya sunulan karar, ABD'nin ilk kez Filistin'den yana çekimser oy kullanmasıyla kabul edildi. Böylece BM'de İsrail'in ilk kez hukuki anlamda sıkıntıya düşeceği bir karar alınmasına yol açılmış oldu. Anlayacağınız Yahudi lobilerinin Demokratlara destek verir gibi gözüküp Trump'ı kazandırmasının intikamını Obama yönetimi gider ayak bu şekilde almış görünüyor.
Son yıllarda Türkiye kamuoyunda Obama yönetimi ve demokratlara yönelik karşıtlık had safhaya vardı. Özellikle 15 Temmuz Darbe teşebbüsünün arkasında ABD'nin izlerinin görülmesi ve FETÖ'nün Türkiye'ye teslim edilmemesi, Suriye meselesinde PYD'ye verilen destek ilişkilerimizi gerdi. Bu yüzden Trump'ın seçimleri kazanması sonrasında Türkiye-ABD ilişkilerin yeniden normalleşme sürecine döneceği ve FETÖ'nün Türkiye'ye teslim edileceğine yönelik bir kesimin beklenti içerisinde olduğu görülüyor.
Açıkçası bu şekilde düşünenlere yukarıda bahsettiğim glişmelerden ötürü Trump'ın İsrail ve Yahudi lobilerinin güdümünde İslam coğrafyasına daha büyük belalar açacağını düşünüyorum. Trump bugün başkanlık koltuğuna oturuyor. Dünya'da Emperyal güçler kartları yeniden karıyorlar. 2. Dünya Savaşının ardından ABD büyük ölçekli askeri kuvvetlerini ilk defa Avrupa'da Rusya'ya komşu NATO ülkelerine konuşlandırdı. Geçtiğimiz gün ise Japonya Amerikan üssüne en ileri teknoloji taarruz filosunu yerleştirerek takviyesini artırdı. Böylesi kritik bir dönemde kendi iç meselelerimize dalıp bu gelişmeleri görmezden gelemeyiz. İslam coğrafyası kendi içerisinde meselelerini halletmeli, enerjisinin birbiri ile çarpışarak harcamamalıdır. Aksi taktirde İslam coğrafyasında değişen haritalar ve daha büyük acılar görmemiz kaçınılmaz olacaktır.