Şehitler Albümü

Çankırı'nın 15 Temmuz Şehitleri

Abone Ol

Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde CIA’nın kontrolünde cemaat kisvesi altında Fetulah Gülen ve FETÖ terör örgütünün darbe girişimine maruz kaldı. Ülke yönetimine silah zoru ile el koymaya çalışan şeytani yapının emellerine ise her zaman olduğu gibi yurdunu kahramanca savunan Türk milleti set gerdi. Darbe girişimini engellenmesi için sokağa çıkan siviller tankın ve silahın önüne bedenleri ile göğüs gererek yeni bir destan yazdılar. Bu destan yazılan gecede nüfusuna göre en çok şehit veren Çankırı’da on binlerce kişi sokağa dökülerek darbeye karşı savaştı. Kahramanlar arasında 111 isim gazi olurken Çankırı nüfusuna kayıtlı 9 hemşerimiz şehit oldu. Aydın Çopur -Kurşunlu, Erkan Er - Orta, Hasan Gülhan - Eldivan, Mehmet Ekizceli- Kızılırmak, Osman Evsahibioğlu – Ilgaz, Serhat Önder - Şabanözü, Ufuk Kadir Işık - Orta, Yunus Emre Ezder - Ilgaz, Yusuf Çelik- Merkez hayatını kaybetti. Darbeye karşı dururken şehit düşen Çankırı'nın yiğit evlatları ve işte o kahramanların son anlarına dair hikâyeleri...

-FETÖ kumpasında askeri okuldan atılmıştı- 15 Temmuz gecesi Ankara’da askerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Aydın Çopur’un, FETÖ’cülerin uyguladıkları baskılar sonucu okuldan ayrılmak zorunda kalan öğrencilerden olduğu ortaya çıktı.

Endüstri Mühendisi Aydın Çopur Kurşunlu'dan, Askerin içerisinde yer alan bir grup cuntanın milli iradeye yönelik dün gece başlayan başarısız darbe girişiminde Kurşunlu nüfusuna kayıtlı Aydın Çopur 25 şehit oldu.

Kurşunlu’nun tanınmış ticaret erbaplarından Çopurlar ailesinden astsubay Nurettin Çopur’un oğlu olan Aydın Çopur, Ankara Beştepe Jandarma Genel Komutanlığı önünde silahlı darbe teşebbüsünü engellemek üzere toplanan sivil halka arsında yer alıyordu.

Çopur, darbeci askerlerin tanktan sivil halkın üzerine açtığı yaylım ateşinde kurşunların hedefi oldu. Çopur karnınana aldığı kurşun yarası sonrasında kan kaybından şehit oldu.

Oğlunun şehit olmak istediğini dile getiren Rukiye Çopur, "Benim çocuğum bir hafta öncesinde bana döndü, 'Anne seni şehit annesi yapayım mı?' dedi.

'Oğlum sen beni nasıl şehit annesi yapacaksın, böyle şeyler konuşma, isterim şehit annesi olmayı ama içim burkuluyor. Sen daha çok gençsin, yaşayacak yılların var' dedim. Haftasına bu olay oldu." dedi.

Kırıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Şehit Aydın Çopur’un adını Üniversite de yaşatmak amacı ile törenin yapıldığı salona “Şehit Aydın Çopur Konferans Salonu” adı verildi.

-Çankırı’nın Kızılaycı şehidi- Şehit olanların arasında öyle birisi var ki, hayatını yardımlara adamış Şabanözü Bakırlı köyünden Kızılay Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder’den başkası değil.

Kızılay Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder Genelkurmay önünde çıkan olaylarda şehit oldu. Darbe girişiminin ilk saatlerinde Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı binasının önünde bulunan grubun içinde yer alan Serhat Önder açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.

Almanya’nın Nürnberg kentinde yaşayan evli ve bir çocuk babası olan Önder, Ankara’dayken darbe girişimini alır almaz Genelkurmay Başkanlığı önüne gitmişti.

Önder, 18 Temmuz 2016 tarihinde Bakırlı köyünde ikindi namazı sonrasında toprağa verildi.

Şabanözü İmam Hatip Ortaokulu da Şehit Serdar Önder İmam Hatip Ortaokulu olarak değiştirildi."

Başarısız darbe girişiminin savuşturulmasında görev alan otuz altı yaşındaki Eldivanlı polis memuru Hasan Gülhan’ın şahadet haberi geldi. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı koruması Hasan Gülhan’ın naaşı Ankara Adli Tıp Kurumundan alınarak akşam saatlerinde Babaocağı Eldivan’a getirildi.

Darbe girişimi sırasında, FETÖ’cü subaylarca TEM Başkanı Turgut Aslan’la birlikte rehin alınan ve elleri, gözleri bağlanarak vurulan koruma polisi Hasan Gülhan şehit oldu. Gülhan son nefesini vermeden önce FETÖ’cü askerlere "Ben şehit kardeşiyim" dedi ama cuntacılar, kafasına kurşun sıktı.

Gülhan’ın ağabeyi olan Üsteğmen Yılmaz Gülhan ise, 2001’de, Malatya’da düşen Casa uçağında şehit olmuştu. 46 yaşındaki polis Hasan Gülhan’ın aynı kaderi paylaştığı şehit ağabeyi üsteğmen Yılmaz Gülhan’ın ise terörist başı Abdullah Öcalan’ı 1999’da Kenya’dan Türkiye’ye getiren özel ekipte olduğu ortaya çıktı. FETÖ terör örgütü ile ilişkisi olan ve el konulan bir okula, darbe girişinin yaşandığı gece Ankara'da şehit olan polis memuru Hasan Gülhan'ın ismi verildi. Okulun yeni ismi Şehit Hasan Gülhan Cumhuriyet Anadolu Lisesi oldu.

- Tankların üstüne yürüyen Tüneyli Yusuf Çelik- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı girişindeki tankların önüne yatan Yusuf Çelik'in, kahramanlık hikayesi ise gururlandıran cinsten. Üç çocuk babası Yusuf Çelik, 15 Temmuz gecesi darbe girişimini duyar duymaz Genelkurmay önüne ilk gelen kişiler arasındaydı.

Darbeci askerleri protesto eden grubun başını çeken Çelik, en önde hareket edip tankların bulunduğu yere ulaştı. Hain kalkışmayı engellemeye çalışan Çelik, görgü tanıklarının ifadesine göre tankların önüne yattı. Ancak insanlıktan nasibini almamış yaratıklar kendi insanına; Çelik'in bulunduğu bölgeye doğru ateş açmaya başladı. Açılan ateş sonucu yaralanan Yusuf Çelik'i vatandaşlar güvenli bir bölgeye götürdü. Büyük bir kahramanlık örneği gösteren, Tüneyli Yusuf canı pahasına darbeyi engellemeye çalışırken şahadet şerbetini içenler kervanına katıldı.

Çelik'in ağabeyi Mehmet Vahit Çelik, kardeşinin o gece darbe girişiminde bulunulduğu haberini alır almaz evden çıktığını söyledi. Kardeşinin o gün nereye gittiğini bilmediklerini dile getiren Çelik, "Eşi o gece kendisinden haber alamadı. Ertesi gün kullandığı araç Genelkurmay Başkanlığı civarında bulundu. Pazar günü de Adli Tıp Kurumundan arandık. Kardeşimin şehit olduğu haberini verdiler." ifadelerini kullandı.

-İçine doğmuş gibi gömüleceği yeri gösterdi- Çelik, kardeşinin Genelkurmayın bulunduğu bölgede nasıl hayatını kaybettiğini bilmediklerini, önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine "Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Şehitleri Anma Programı"na katıldıklarını belirtti. Program çıkışında "Dakika Dakika FETÖ'nün Darbe Girişimi" kitabından aldıklarını belirten Çelik, şu değerlendirmede bulundu: "Eve geldiğimizde kardeşimin eşi, kitapta Yusuf'un tankların önüne yattığı sırada çekilen fotoğrafını gördü. O ana kadar kardeşimin orada ne yaptığını, nasıl hayatını kaybettiğini hiç bilmiyorduk. Tankların önündeki fotoğrafı görünce orada hayatını kaybettiğini anladık. Ramazan Bayramı öncesinde de memleketimiz Çankırı'nın Tüney köyüne gitmiştik. Buradaki mezarlık ziyareti sırasında Yusuf, akrabalarımızın bulunduğu alanı göstererek 'Burası bize uygun' demiş, defnedilmek istediği yeri göstermişti. Meğer malum olmuş."

15 Temmuz 2016 şehidi Yusuf Çelik, ikidi namazı sonrasında tekbirlerle Çankırı Tüney köyünde defnedildi. Rehberlik Araştırma Merkezinin adı, Şehit Yusuf Çelik Rehberlik Araştırma Merkezi şeklinde değiştirildi.

-Kızılırmaklı şehidimiz Medet Ekizceli - Sendikacıydı, emek ve alın teri döken binlerce arkadaşının hak arama mücadelesini yürütüyordu. Yine bir haksızlığı karşı Ülkesini korumak için sokağa çıkmıştı. Arçelik Çayırova Fabrikasında TÜRK-METAL İş Sendikası İşyeri temsilciliğini yürütüyordu

14 Temmuz 2016 Perşembe günü yıllık iznini geçirmek üzere Ankara’da ikamet eden kayınpederini ziyarete gitmişti. O kahpe kalkışmayı duyar duymaz darbe teşebbüsünü önlemek amacı ile Ankara Büyükşehir Belediyesinde kamyon şoförü olarak çalışan kayınpederi Arif Yavuz ile Etimesgut’ta kamyonla yolları kapattıkları sırada,16 Temmuz 2016 günün ilk saatlerinde hainler ve işbirlikçileri tarafından sivillere açılan ateş sonucu kamyon içerisinde vurularak şehit oldu.

Evli ve 2 çocuk babası olan şehidimiz Medet Ekizceli, 17 Temmuz 2016 Pazar günü doğum yeri olan Tepealagöz Köyünde törenle toprağa verildi.

Kızılırmak Çok Programlı Anadolu Lisesinin adı, Kızılırmak Şehit Medet Ekizceli Çok Programlı Anadolu Lisesi olarak değiştirildi.

-Kızılırmaklı şehidimiz Medet Ekizceli -

-Ilgaz Karataş nüfusuna kayıtlı Yunus Emre Ezer- İstanbul'da esnaf olan Ilgaz Karataş Köyünden Yunus Emre Ezer, Darbe girişimine karı koymak üzere Boğaziçi Köprüsüne giden vatandaşlarımız arasındaydı. Ezer, darbeci askerlerin silahından çıkan mermilerle şehit edildi.

Ilgazlı Yunus Emre Ezer İstanbul Fatih Camii'nde öğle namazını müteakip toprağa verildi. Ezer'in tabutuna Başbakan Binali Yıldırım'da omuz veren isimler arasında yer aldı.

-Ortalı kahraman sağlıkçı Ufuk Kadir Işık - Ankara’da darbecilerin helikopterden açtığı yaylım ateş sonucunda vücuduna isabet eden kurşunlarla şehit olan Uhud Kadir Işık henüz 17 yaşındaydı gencecik bir vatan evladıydı.

Hayalleri, heyecanları, idealleri vardı. 15 Temmuz sabahı astsubay olmak için sınava girmişti. Ancak o kap kara gece, körpecik Işık'ın da geleceğini yok etti.

Sağlık meslek lisesi öğrencisi olan Işık babasıyla birlikte Keçiören ve Genelkurmay önündeki gösterilere katılmış ve darbecilerin kurşunlarıyla burada yaralanan kardeşlerine tıbbi müdahalede bulunmaya çalışmıştı. Helikopterden kitle üzerine sıkılan kalleş kurşunların hedefi oldu ve Uhud kardeşimiz oracıkta şehid düştü!

Uhud Kadir Işık’ın (17) Babası Olay oğlunun şehit olduğu olayı şöyle anlattı: 15 Temmuz 2016 Cuma günü Keçiören Aktepe’den Kızılay’a 3 saat yürüyerek vardık. Sabaha karşı Kızılay’a gittiklerinde karşılarında tankları ve ezilmiş arabaları gördük. “Oğluma ‘Sıkıntı var geri dönelim’ dedim. O da bana ‘Madem sonuna kadar gitmeyecektik, niye buraya kadar geldik’ dedi. Bunun üzerine gittik.” dedi. Akay Kavşağı’ndan Genelkurmay’ın önüne döndükleri sırada ben dinlenmek için oturdum ancak oğlunun devam etti. “O sırada Meclis’in içine bomba attılar. Uhud’a telefon açtım, yanıma çağırdım. Bana ‘Gelmeyeceğim ben sağlık mezunuyum. Belki yaralanan olur, yardım ederim’ dedi. ‘Ambulanslar gelir, sen yanıma gel’ dedim. Geldiğinde bir hareketlenme oldu. Ben telefonla görüşüyordum. Sonra tekrar ileri doğru koşmaya başladılar.” Helikopterden yoğun ateş açıldığı sırada ben Emniyet Genel Müdürlüğü içerisinde nöbetçi kulübesine sığındım.

“Oğlumu aradım ama ulaşamadım. Korkuluklardan atlayıp Genelkurmayın önüne koştum. Yaralandığını gördüm, yanında birileri yardım etmeye çalışıyordu. Nefes alıyordu, nereden vurulduğunu görmek için vücudunu açtım. Sırtında üç tane kurşun yarası vardı. Oluk gibi kan akıyordu. Üzerine bastırdım taşıyalım dedim. Orta refüjün oraya gelince bir arabaya bindik. Acil servise geldiğimizde ameliyata aldılar. Bir, iki saat sonra da şehit olduğu haberi geldi.

Orta Anadolu İmam Hatip Lisesinin adı, Orta Şehit Uhud Kadir Işık Anadolu İmam Hatip Lisesi şeklinde değiştirildi. Işık'ın adı ayrıca Çankırı Gençlik Merkezi’ne verildi.

Oğlu Işık'ın bayrak sevgisinin çok yüksek olduğunu ifade eden baba Mehmet Işık, Çankırı'nın Kalfat ilçesindeki köylerinin ilk şehidinin de oğlu Uhud olduğunu söyledi. Anne Naciye Işık da çocuklarını vatan ve millet sevgisiyle yetiştirdiklerini belirterek, "Cumhurbaşkanımızın çağrısı ve camilerden verilen selalar bizi çok etkiledi. Küçük çocuğum olmasa ben de giderdim. Oğlum 'Vatan için gideceğim. Türkiye bunu hak etmiyor. Tayyip Erdoğan da bunu haketmiyor. Bu resmen darbe' dedi." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişiminin sivil kahramanları arasına giren 17 yaşındaki Sağlık Meslek Lisesi Anestezi Bölümü mezunu Uhud Işık, geride gözü yaşlı anne ve babası ile iki kardeşini bıraktı.

-Ilgaz'ın Kale Köyü'nden Osman Evsahibioğlu- Osman Evsahibioğlu , 15 Temmuz 2016 akşamı Ankara'da darbe girişimcilerine karşı eyleme geçen halk arasında bulunuyordu. Evsahibioğlu darbe girişimcisi askerler tarafından açılan ateş sonucu şehit oldu.

Bekar olan Evsahibioğlu Kocatepe Camiinde kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları içinde Karşıyaka mezarlığına defnedildi.

15 Temmuz hainlerine karşı göğsünü siper edenlerden biri Erkan Er oldu. 44 yaşındaki Er, işten eve gelirken MİT'in tarandığını gördü; sonra hemen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önüne giderek tankları engellemeye çalıştı. FETÖ'cü alçaklara karşı vatanını son nefesine dek savunan Er'in son cümlesi, “Allah-u Ekber! Bu vatanı siz kazanmadınız, size bırakmayacağız” oldu. Eşi Sibel Er, “Erkan'sız 60 gündür yaşıyorum ama vatansız bir gün bile yaşayamam” diyor. Acılı eş, o geceyi şöyle anlattı:

“Bayramda memlekete gitmiştik, eşim bayramdan sonra dönmüştü, ben ise memlekette kalmıştım. Eşim o gece bizi almaya gelecekti. Cuma günü sabah içim çok sıkılıyordu. Normalde eşimle günde bir kere görüşürüz ama o gün 10 kez görüştüm. 15 Temmuz gecesi 22.30 sularında eşim telefonla aradı, sesi çok heyecanlıydı, 'MİT'e helikopterden ateş ediliyor, bomba attılar, üzerimizden geçti. Canımızı zor kurtardık' dedi. Biraz zaman geçti, tekrar aradı, 'darbe oluyor, Külliye'ye gidiyorum' diyerek hemen telefonu kapattı. Eşimin telefonu sürekli açıktı ama benden daha çok oradaki insanlarla konuşuyordu. Telefondan duyduğum kadarıyla jandarma barikat kurmuş, oradaki halk onu yıkmaya çalışıyordu. Eşim öyle ateşliydi ki anlatamam. Sesinin çıktığı yere kadar bağırarak, 'Siz kimsiniz! Siz bu ülkenin evlatları, askerleri değil misiniz, engelleri aşacağız, sizlere fırsat vermeyeceğiz. Ne yapmaya çalışıyorsunuz, başarılı olamayacaksınız' diye sesleri geliyordu.”

HERKESE MESAJ ÇEKTİ “Eşim, 'bu bir cihattır, vatanını seven vatanına sahip çıksın. Hainler cirit atıyor. Neredesiniz' diye arkadaşlarını aramış, mesaj atmış. İlk helikopter ateş ettiğinde kulağından yaralanmış. Kulağını görmek için de fotoğrafını çekmiş. Eşimin son kez sesini duyacağımı bilmeden tekrar aradım. Son söylediği cümle 'helikopterden ateş ediyorlar. Burada ölen insanlar var' dedikten sonra ses kesildi. Telefonun açık olduğu zamanlarda 'Allah-u Ekber. Bu vatanı siz kazanmadınız, size bırakmayacağız' seslerini duydum. Bir anda Erkan'ın gelmeyeceği hissi oluştu ve bunu da aileme söyledim. Eşim Külliye'nin orada ilk 200 kişinin içinde ve en önde 'darbeye dur' dedi. Jandarmanın önünde Beştepe'den gelen tankların önünde durmuş. Orada göğsünden, karın boşluğundan ve boynundan vurulmuş. Kelime şehadet getirerek kendinden geçmiş, öyle hastaneye götürülmüş. Orada şehit olmuş.”

Şehit Erkan Er'in eşi Sibel Er: “Ertesi sabah Çankırı'dan Ankara'ya geldik. Hastanede şehit olduğunu öğrendik. Eşim Mısır'da, Suriye'de, Bosna Hersek'te yaşanan olayları televizyonda gördüğünde 'keşke ben de oralarda şehit olsam' diye söylerdi ama Allah ona kendi topraklarını savunurken şehit olmayı nasip etti. Mükemmel bir insandı. Eş olarak, baba olarak, patron olarak seçilmiş bir insandı. Eşim 11 yıl annesini sırtında taşıdı. Erkan'sız 60 gündür yaşıyorum ama vatansız bir gün bile yaşayamam. Eşimi toprağa verdikten sonra her gün meydanlardaydım. Yaşadığım gururu kelimelerle anlatamadığım gibi acıyı da anlatamam. Sevgisi ne kadar büyükse acısına dayanmakta o kadar zor oluyor.”

Şehit Erhan Er Çankırı nın Orta ilçesine bağlı Karaağaç köyü köy meydanında yaklaşık 10 bin kişinin katılımıyla son yolculuğa uğurlandı. Şehit’ in eşi oğlu ve yakınları, tabuta sarılarak gözyaşı döktü.

Orta Yatılı Bölge Ortaokulu'nın ismi , Şehit Erkan Er Yatılı Bölge Ortaokulu olarak değiştirildi.