Şehit istismarcıları

Abone Ol

Ceylanpınarda uyurken şehit edilen Polislerimiz bardağı taşırdı ve Hükümet PKK ya karşı askeri harekatları başlattı.Bu çözüm sürecinin fiilen bittiğinin de göstergesi oldu. Arka arkaya yapılan operasyonlar da PKK ağır kayplar verdi.


Operasyonlar o kadar başarılı olmuş ki, daha önce efelenen PKK eşkiyasının sözde liderleri bir anda ateş kes çağrıları yapmaya başladı. Sözlerinin  bir kıymeti harbiyesinin olmadığını bildiklerinden Amerikayı, İranı ve Avrupayı devreye sokmaktan imtina etmediler. Fakat çırpınışları beyhude, operasyonlar aynı kararlılıkla devam ettirildiği takdirde PKK kısa zaman sonra en azından terör yapabilecek kabiliyetini kaybedecektir.


Bu operasyonlar haliyle kayıplarımızında olmasına sebep oluyor, gencecik fidanlarımızı kara toprağa veriyoruz. Çarşıda pazarda insanların yüzlerine baktığınızda bu ıstırabı görmeniz hemen mümkün. Geçtiğimiz hafta bir düğün davetindeydim, düğün sahibi mümkün oldğunca eğlenceyi sınırlandırmış. Kendi ifadesiyle tarih önceden tesbit edilmeseydi  düğünü kesinlikle yapmazdım, içim kan ağlıyor diye bana dert yandı. Düğün yapan diğer ailelerinde bu kardeşimizden farklı düşündüklerini sanmıyorum.


Geçtiğimiz hafta Şırnakta karakol baskınında bir Yüzbaşımız şehit oldu. Şehidimizin kendisinden başka iki ağabeyi de asker. Yani ailecek askerliği kendilerine meslek olarak seçmişler. Ateş düştüğü yeri yakar buna kimse itiraz edemez, tabi ki en büyük acıyı şehidin ailesi yaşar, tıpkı diğer şehit aileleri gibi.


Şehit Yüzbaşımızın Yarbay rütbesindeki ağabeyi cenaze törenin de maalesef vakarını kaybetmiş vaziyette hiçte iyi bir görüntü vermedi ve çözüm süreci üzerinden Hükümete Cumhurbaşkanına demediği lafı bırakmadı, ama PKK ya laf söylemeyi unuttu .Acısı vardır denip geçiştirildi bir an, ama bir türlü dur durak bilmeden mikrofonlara kinin kustu bu şahıs, sırtında ki ünüformayı da unutarak.


Tabi PKK bu fırsatı kaçırırımı? Hemen beyefendinin attığı nutuk internet sitelerine servis edildi, sonradan sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım rekorları kırıldı. PKK lılar, Meyhane vatanseverleri, klavye kahramanları ünoformalı beyefendi üzerinden Hükümete saldırdıkça saldırdı. Tabi PKK ya tek kelime yok, çünkü servisin başında PKK var.Anlayacağınız it izi at izi bir birine karıştı gitti.


Çok değil on gün önce ise hainler bir Binbaşımızı ailesinin gözü önünde şehit etti. Acılı eş acısını bağrına bastı vakarını kaybetmedi erkekçe bir duruş sergiledi, yani düşmanı sevindirmedi. Yine kısa bir süre önce Şehit düşen Eldivanlı genç bir Polis kardeşimizi toprağa vermiştik, cenazeye merasimine katıldığım için bizzat şahit oldum.Aile üstelik ikinci şehidini verdiği halde metanetini kaybetmedi ve Şehidimizin Dedesi eline mikrofonu alıp gerekirse kendisinin de göreve hazır olduğunu dünya aleme ilan etti.


Bu olay bana tarihi bir olayı da tekrar hatırlattı. Çanakkale savaşının en kritik günlerinde iki ayrı noktada düşmanla savaşan iki kahraman subaydan bir tanesi sonradan Mareşal olan Miralay (Albay) Fevzi Çakmak, diğeri de küçük kardeş Üsteğmen Nazif bey.


Muharebeler öyle çetin geçiyor ki, Üsteğmen Nazif bey talihsiz bir kuşunla şehit oluyor. Şehit defnedilmeden önce Fevzi bey’e haber salınıyor ve acı haber iletiliyor. Fevzi bey Vatan sağolsun diyor ve kardeşinin defnedilmesini istiyor, ama bulunduğu yeri terketmeden muharebeye devam ediyor.


Aslında bu Yarbay hakkında çok ağır şeyler yazmak istiyorum, ama Şehit Yüzbaşı kardeşinin hatırına susmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum.Zaten internet sitelerinde bu şahısla ilgili öyle haberler çıktı ki, bayağı vukuatları olan bir kişilikmiş ve yaptığı davranış tesadüfi değilmiş.


Yalnız Genelkurmay Başkanlığı maksadını aşarak Mehmetciğin moralini bozan, PKK ya ise moral takviyesi yapan bu subay hakkında derhal soruşturma açmalıdır.Eğer bu yapılmazsa Darbeci siviller, PKK yandaşları ve Meyhane vatanseverleri çoktandır aradıkları Asker proflini bulmuş olduklarından, Sosyal Medya aracılığıyla Askerimizin mücadele gücü kırılmaya çalışılacak ve pusuda bekleyen Darbeciler tekrar kıpırdamaya başlayacaktır.


Dikkatli okuyucularım hatırlayacaklardır, Çözüm süreci başlıklı yazılarımda PKK yandaşları, Meyhane Vatanseverleri ve Klavye kahramanlarının ortak kaynaktan beslendiklerini ve hareket ettiklerini yazmıştım. Yarbay örneğinde bu birlikteliği çok net bir şekilde tekrar gördük.


Haber ilk önce PKK sitelerinden servis ediliyor, milliyetcilikten geçinen ve müzmin muhalif solcu, ne kadar ipten kazıktan kopmuş ağzı lağım dolu kişi varsa bu haberin üzerine atlayıp Hükümete saldırmaya başlıyor. Şehit Yüzbaşı gündemden düşüyor Yarbay öne çıkartılıyor.


Bu güruhun dayanağı baştan beri yanlış yürütülen Çözüm süreci. Daha önce yapılan hataları Çözüm süreci başlıklı yazılarımda ele almıştım.Bu olayda ise yapılan önemli bir strateji hatası daha öne çıktı. O da Enfermasyon eksikliği. Hükümet bu süreci başlatmadan önce muhakkak daha önceden Apo ve PKK örgütü ile gizli olarak bir çok Hükümetlerin görüşme yaptığını, hatta en önemli görüşmelerin İmralı da TSK mensupları tarafından yürütüldüğünü halka duyurmalıydı. Bu yapılabilseydi şimdi meydanda dolaşan iki yüzlüler bu kadar etkili olmayabilirdi.


Hain örgüt ne zaman ağır kayıplar yaşasa tek taraflı ateşkesler ilan etmiş ve her defasında karşılığını bulmuş ve toparlanma fırsatı elde etmiştir. 28 Şubat bin yıl sürecek diyen meşhur General Kıvrıkoğlu, aracılar vasıtası ile (Aralarında Çevik Bir’inde olduğu söyleniyor) Bebek katiliyle görüşmeler yapmış, hatta bu görüşmeler esnasında Öcalan PKK yı sınır dışına taşıyabileceğini belirtince buna şiddetle itiraz edilmiş, bir miktar teröristin sınırlarımız içinde kalmasının başka örgütlerin girmemesi açısından faydalı olacağı mülehaza edilerek Öcalan’ın önerisi kabul görmemiştir.


Peki bu Kıvrıkoğlu hangi iktidar döneminde Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve bu görüşmeleri yürütmüş olabilir dersiniz? DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinde. Arşivlere bakın bakalım bu dönemde kaç operasyon yapılmış? Kaç terörist etkisiz hale getirilmiş ve kaç şehit verilmiş? Sakın bu dönemde teröristler dağlarda karınlarını şişirip eğitim yaparak can yakmak için nöbet beklemiş olmasın?


Yalçın Akdoğan daha yeni uyanmış olacakki ekranların karşısına geçmiş PKK ile önceki hükümetlerin yaptığı görüşmelerden bahsediyor.


Ateş bacayı sardıktan sonra akıl veren çok olurmuş.