Şimdi bu şehrin ruhuna ‘El-Fatiha’ deme zamanı!..

Abone Ol
TUİK siyasilerin Çankırı’nın büyümesi, gelişmesi ile ilgili bütün söyledikleri sözlerini çöpe atan bir gerçeği yüzümüze şamar gibi vurdu.


Ve en son Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 
nüfus artış hızında en sonuncu sıraya yerleştik.


TUİK’in verileri Çankırı’nın gelişimini değerlendirebileceğimiz en sağlıklı veri olma özelliğini taşıyor.  


En çok ölenlerin yaşadığı şehir, en mutlu şehirlerde ilk ona girmeyi başaran yine ekonomik büyümede enlerde derece giren bir şehir…


Sonuçta Çankırı yine enlerde derece yapmayı başardı.


Bu dakikadan itibaren hamasi nutukları, ‘falandı-filandı’ ne dedikleri umurumda değil açıkçası.


Her açıklanan veri sonrası Çankırı’yı güllük gülistanlık gösterenlerin bu aralar sus pus olmaları da manidar değil mi?


Çankırı büyümüyor aksine insanlar, Çankırı’dan fırsatını bulduğu anda kaçıyor.


Mutluluk oranlarının tavan yaptığı(!) ilden mutsuz olanların yaşadığı şehirlere doğru hızla kaçıyorlar.


Kaçamayanlarımız ise en çok ölenlerin memleketinden mutlu bir şekilde(!) ebedi âleme göçüp gidiyor.


Etrafımızdaki illerin nüfus artış oranlarına baktım. Emin olun nüfus taşıma hastalığı sadece bizde var!


Yani bu alanda da Çankırı'yı Türkiye’nin enlerine aday gösteriyorum.


Çankırı’da 2007-2014 yılları arasında 7 yıllık sonuçları baz aldığımızda yerel seçimin yapıldığı dönemlerde nüfusun ciddi bir şekilde arttığını görüyoruz. Ve bu nüfus seçim sonrasında tekrar düşüyor.


Örneğin Orta köylerinde bir yıl öce 16 bin 159 kişi yaşarken bu rakam 2014 yılında 8 bin 984’e düşüyor. Göç eden nüfus daha doğrusu taşıma ile gelip taşıma ile giden nüfus 7 bin 175 kişi.  



Çankırı nüfusu 2007 yılında 174 bin 12’iken 2014 yılında 183 bin 550 rakamına ulaşmış. Yedi yılda 9 bin 538 kişilik bir artış olmuş. Hesaba daha bu yıl nüfus çalışması yaban ilçelerin dışarıdan getirdiği nüfusu katacak olduğumuzda Çankırı’nın içler acısı halini varın siz düşünün!..



Hele hele bazı sağlıksız verileri baz alarak olumsuz tabloyu makyajlayıp Çankırı’da tersine göç başladı, işsizlik sıfır, ekonomi her şey güzel gidiyor diyorlar ya!..


Bu sözlere inanmamızı kimse bizden beklemesin.


Çünkü sokak öyle demiyor.


Sokağa çıkıp bir konuşsanız vatandaştan bin ah işitiyorsunuz.


‘Esnaf’ desen öyle, işçi, çiftçi dertlimi dertli.


Ancak ‘bu anlattıklarını senin ağzından yazalım’ dediğimizde ‘aman bu işe beni karıştırma’ diyor.


“Yaz gasteci, sen yaz!” diyor.


Bu memleketten giden ancak tabutu ile geliyor.


Anlayacağınız biz yaşlı bir memleketiz.


Bu şehirde umudunu yitiren genç nüfus ise hayat şartlarının daha ucuz olduğu illere göç ediyor.


Yaşanamaz bir şehir bırakan yerel siyasetçi ise; saygısızca e
li cebinde acınası hali ile iki kuruş maaş verdiği personeline 'karnınızı ben doyuruyorum' deme utanmazlığını gösterebiliyor. 

‘Stockholm sendromu’ yaşayan vatandaş tarafından ise el üstünde tutuluyor.


Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce günübirlik Çankırı ziyaretinde Çankırı kalesine çıkmış, “Çankırı’nın gelişimini tepeden görme şansı buldum” tweeti ile Çankırı’ya selam vermişti.


Bakan’ın mesajına demiştim ki;” Sayın bakan tepeden değil birde halkın gözünden baksanız, Çankırı’da kiralar ve emlak fiyatları fırladı.’


Maalesef Bakan Güllüce o gün Çankırı’nın siluetine bir hançer gibi saplanan TOKİ konutları başta olmak üzere şehrin ortasına dikilen gök kafesleri de görememişti.


Çarpık kentleşme ile siyasi ranta kurban edilen kadim medeniyetler şehri, aziz Çankırı’nın geleceği-geçmişi yok edildi.


Şimdi gerçekleri kabul etme ve oturup düşünme zamanı.

Şimdi Çankırı zamanı değil, en çok ölenlerin yaşadığı bu şehrin ruhuna ‘El-Fatiha’ deme zamanı!..