Toros Dağları’nda yetişen yaban armutları, eylül ve ekim aylarında toplanıyor. Yıkanıp tokmakla dövülen armutlar, yaklaşık 15 gün güneşte kurumaya bırakılıyor. Değirmende un olan yaban armutları, marifetli ellerde yufka ekmeğe dönüşerek sofralara geliyor.
Çok zahmetli
Hadim’e bağlı 1200 nüfuslu Gezlevi Mahallesi sakinlerinden 60 yaşındaki Meryem Sevinç, yaklaşık 45 yıldır dağlardan toplayıp kuruttuğu yaban armutlarını un haline getirerek, bu geleneksel lezzeti devam ettirdiğini söyledi. Armudun ekmek olarak sofralara ulaşma aşamasının oldukça zahmetli olduğunu anlatan Sevinç, "Eşimle birlikte güz mevsiminde dağda biten ahlat denilen dağ armudu yani bizlerin bildiği boz armut eriyor rengi değişiyor, biz o armutları toplayıp 15 gün süreyle kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra dibekte dövüyoruz. Buğday haline gelince buğdayla birlikte karıştırıp değirmende un haline getiriyoruz. Un haline getirdikten sonra ocaklarda ekmek haline getiriyoruz" dedi.
Armuttan yapılan ekmeğin çok faydalı olduğunu aktaran Sevinç, "Şeker hastaları yiyor. Gayet de şifa bulduklarını söyleyenler var. Hastalar çokça istediği için yevmiyeye gitmedim bu armutları toplamaya gittim" şeklinde konuştu.
"Kıtlık zamanı çaresizlikten ortaya çıkmış"
Zorlu hayat şartları nedeniyle armuttan un yapma fikrinin ortaya çıktığını dile getiren Sevinç, "Armuttan ekmek yapma fikri ilk olarak yokluk kıtlık zamanında ortaya çıkmış. Büyüklerimiz, anne babalarımız yokluk çekiyormuş. Aç kalmışlar. Çare olarak dağ armudundan un yaparak buğday ununa karıştırmışlar. Çok beğenmişler. Hatta o dönem köye ilçenin kaymakamı da gelmiş. Köyde ikram edecek bir şey yokmuş. Ellerinde sadece armut ekmeği olduğu için çekinerek bu ekmekten ikram etmişler. Kaymakamın çok hoşuna gitmiş. Köylülerimiz de bu durumdan memnun kalmışlar. Şimdiki nesil pek sevmiyor ama bizler severek tüketiyoruz" ifadelerini kullandı.
İlk defa duyanlar çok şaşırıyor
Ekmek yapımına yardım eden Fatma Acar ise "Dağdan topladığımız armutları değirmende öğütüp ardından ekmek haline getiriyoruz. İlk defa görenler, duyanlar çok şaşırıyor. Ekmeği ya da unu varsa alalım diye çok talep geliyor. Ama zahmetli olduğu için fazla yapamıyoruz. İnsanlar yedikçe yiyesi geliyor. Çok zahmetli bir iş. Gidip dağdan armutları toplayıp kurutuyoruz. Dibekte döğüyoruz. Değirmende un haline getirip ekmek yapıyoruz. Aracımız yok, çevre köylerde değirmen kalmadı. Bunlar işimizi zorlaştırıyor" diye konuştu.