Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) öğrencileri, 9 Ekim 2024 tarihinde İstanbul’da yaşanan ve Türkiye çapında büyük infial oluşturan İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in katledilmesine tepkilerini, Uluyazı Yerleşkesi’nde protesto eylemi gerçekleştirerek göstermişti.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Harun Çiftçi’nin imzasıyla, gösteriyi organize ettikleri iddiasıyla beş öğrenci hakkında disiplin soruşturması açıldı. Yapılan soruşturma sonucunda üç öğrenciye, “öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici veya yükseköğretim kurumlarının işleyiş ve huzurunu bozucu eylemlerde bulunmak” gerekçesiyle 7 ile 30 gün arasında değişen şekilde okuldan uzaklaştırma cezası verildi.
Türkiye’nin bütün üniversite yerleşkelerinde aynı hafta içerisinde protesto edilen olayla ilgili basın açıklaması yapıp mesajlarını veren öğrencilere hiçbir işlem yapılmazken, sadece Çankırı Karatekin Üniversitesi'nde yaşanan haksız ve mesnetsiz iddialarla öğrencilerin cezalandırılması tepkiyle karşılandı.
Aynı üniversitenin öğrencileri, bir gün sonra Çankırı şehir merkezinde yürüyüş gerçekleştirmiş ve Karatekin Parkı’nda basın açıklaması yaparak sorunsuz bir şekilde dağılmıştı.
Kadın cinayetlerine dikkat çekmek için toplanan öğrenciler, basın açıklaması sonunda rektörün yasakçı tutumunu eleştirmişti. ÇAKÜ Güvenlik Amiri Ömer Susam, rektörü eleştiren öğrencinin konuşmasına bölerek kameralar önünde, “Eyleme izin verdik, vermemiş olsaydık müdahale ederdik.” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Polis kontrolünde gerçekleştirilen protesto eylemlerinde adli soruşturmayı gerektirecek hiçbir olay yaşanmamışken Harun Çiftçi’nin hangi hukuki gerekçelerle öğrencilerin fikir ve ifade özgürlüğünü kullanma hakkını bir suçmuş gibi algılayarak cezalandırdığı merak konusu oldu.
Sürgünler, mobbingler ve hukuksuz kadro atamalarıyla üniversitede çalışma barışını yok eden Çiftçi’nin hışmı, sonunda öğrencileri de buldu.
Soruşturma sonucu ceza alan öğrencilerin, yetkililer hakkında suç uydurma, görev ve yetkiyi kötüye kullanma, anayasa ile teminat altına alınan eğitim hakkının engellenmesi ve soruşturma nedeniyle oluşan psikolojik baskı gerekçesiyle mahkemeye başvurmaya hazırlandıkları öğrenildi.
Öte yandan, kadın cinayetlerini protesto eylemini düzenlediği iddia edilen öğrencilere hışımla ceza veren Harun Çiftçi yönetimindeki Çankırı Karatekin Üniversitesi'nde, bir sempozyumda İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmayan akademisyene de şahit olunmuştu. Üniversite tarihinde utanç ve kara bir leke olarak hatırlanacak bu olayın kahramanının sona eren sözleşmesi uzatılmamıştı. Ancak söz konusu akademisyene ne gibi bir ceza verildiği ya da hakkında suç duyurusu yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Eğer bir cezai işlem yapılmadıysa öğrenciler, bu akademisyenden daha mı suçlu bulunmuş oldu?
Rektör Çiftçi'nin öğrencilere yönelik haksız ve hukuksuz davranışları Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin tercih edilebilirliğini etkiliyor.
