Sakarya’da yaşayan 8 yaşındaki Eymen Özbaş, kendinden yaşça büyük insanlarla bilardoda müsabakaya giriyor. Minik Özbaş, bilardo sporunda adını dünyaya duyurmak istiyor.
Akyazı ilçesinde ikamet eden 8 yaşındaki Eymen Özbaş, babasının salonunda bilardo öğreniyor. Yaşıtları parklarda oynarken minik Eymen okul çıkışlarında hedefi olan dünya şampiyonluğu için ıstakasıyla antrenman yapıyor. 2 yıldır bilardo oynadığını belirten 8 yaşındaki Özbaş, “Hedefim dünya şampiyonu olmak. Buraya yaşıtlarım da geliyor onlarla antrenman yapıyorum. Üç bant oynuyorum. Babam bu bilardoyu öğretti sağ olsun. Benim için büyük bir avantaj başlattı. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu bilardoyu da zaten babam sayesinde öğrendim. Babam öğretmeseydi ben şu an hiç spor dalı bilmiyordum. Büyünce dünya şampiyonu olacağım. Sahneye de çıkabilirsem babamı da araya katacağım çünkü onun sayesinde öğrendim ve antrenörüm. Ülkemi gururla temsil edeceğim” dedi.
“Çocukların artık bilardoyu spor olarak algılaması bizim için çok önemliydi”
Bilardonun bir spor faaliyeti olduğuna vurgu yapan baba Ferhat Özbaş, “13-14 yaşlarında başladık bu işe. Biz birer de sonlarına giremiyorduk 18 yaşından küçük olduğumuz için. Biz federasyon olduğumuz 2000’li yıllardan beri tabii Semih Saygıner ustayı da anmadan geçemeyeceğim. Federasyon olmamızın en büyük sebeplerinden bir tanesi. Çocukların artık bilardo salonlarına girip bunu spor olarak algılaması bizim için çok önemliydi. Ben kendimden sonraki 3 jenerasyonu temsil ediyorum. Kendimden sonra hem oğlum 18-19 yaşında ondan sonra 8 yaşında bir oğlum var. Her iki jenerasyona da hitap edebildiğimiz için çok şanslıyız. Özellikle ben Eymen konusunda çok ciddi adımlar atıyorum. Onu inanılmaz yetiştirdiğimi inanıyorum. Büyük oğlumdan ziyade, Eymen çok farklı bir şekilde yetişecek. Nitekim de 5-6 sene sonra çok daha farklı şeyler konuşacağımıza inanıyorum. Ben de bir bilardocu olarak şu an 8 yaşında olduğunu varsayarsak teknik olarak 14-15 yaş seviyesinde oynuyor. Onun oynadığı vurduğu vuruşlar şu an 15-16 yaşında bir çocuğun vurabileceği vuruşlar. Okulda saat 3’de çıkıyor, 3’den saat 6’ya kadar her gün 3 saat idman yapıyoruz. Sürekli tutuş vuruş ve teknik olarak çalıştırıyoruz. Bir dahaki etap ya bu sene belki de bir dahaki senenin başında Yıldızlar U17 kategorisi var onunla başlayacağız diye umuyorum. Bakalım nasıl ses getirebileceğiz mi? Ama ileride çok büyük hedeflerimiz var” diye konuştu.
“8-9 yaşında bir çocuğu görerek esinlendik”
Minik Eymen’i görerek bilardo oymaya geldiğini belirten eğitimci Erol Açıkel, “Ben aynı zamanda bir eğitimciyim. Okullarda çocukların ne gibi sıkıntılar yaşadığını, boş kaldıklarında nasıl zararlı alışkanlıklarla uğraştıklarını görebiliyorum. Bilardo kesinlikle o bizim gördüğümüz zararlı alışkanlıkların hiçbirine benzemiyor artık bir spor dalı. Malum ülkemizde dünya şampiyonası olan büyüklerimiz, sporcularımız var. Bulunduğumuz ilçede de küçük yaşta bir öğrencimizin böyle gelip bu sporu yapmasından biz de esinlendik. Onu izlemeye geldik, gördük. 8-9 yaşında bir çocuğu görerek esinlendik boş vakitlerimizde biz de gelip burada arkadaşlarımızla vakit geçiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Bireysel şiddetin daha az olduğu spor dallarına yönelmekte fayda var”
Açıkel, “Başka zararlı alışkanlıklarla uğraşmasındansa babasından, abisinden örnek alarak burada vaktini geçiriyor. Bildiğim kadarıyla öğretmeniyle de bir konuşma fırsatım olmuştu. Okulda da sosyal, özgüveni yüksek ve derslerinde başarılı bir öğrenci olduğu söyleniyor. Sporun da derslere ne kadar faydalı olduğuna bir örnek. Futbol, en büyük seyirci kapasitesine sahip bir spor dalı. Ama son yıllarda da hep böyle şiddetle anılan tartışmalar olan, kavgalar olan sahalarda bir spor dalı olmaya başladı. Kesinlikle alternatif spor dallarına, daha böyle bireysel şiddetin daha az olduğu spor dallarına yönelmekte fayda olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Çocukları teknolojiden çok uzak tutmak için uğraşıyoruz”
Oğluyla beraber salonda bilardo oynadığını belirten Açıkel, “Bir yönlendirme yapmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama çağımız maalesef teknoloji çağı ve çocukları teknolojiden çok uzak tutmak için uğraşıyoruz. Dışarı bıraktığımız zaman da hangi zararlı alışkanlıklara bulaşabilecekleri noktasında hep çekincelerimiz var. Aynı zamanda bir babayım, iki tane çocuğum var. Arada sırada ben de çocuğumu alarak buraya geliyorum. Bilardo kesinlikle bir spor dalıdır ve çocuğumu buraya getiriyorum. Hiçbir zararlı alışkanlığını görmedim. Konuşmasına, sosyal etkileşimine, kendine özgüvenine bir şeyi yapabilme hissine çok faydasının olduğunu gördüm. Oğlum burada biraz sonra onunla burada vakit geçireceğim” dedi.