Bölgesel Amatör Ligde sezon başlarken “Bir Şehrin Umudu” olarak yola çıkan Çankırı FK, sezon ortasında “Bir Şehrin Azalan Umudu” olarak yola devam ediyor maalesef.
Yazacaklarımın enseyi karartmak olarak algılanmaması için en baştan söyleyeyim ki, henüz hiçbir şey bitmiş değil.
Hiçbir şey bitmiş değil ama testi kırılmadan da bazı gerçekleri artık yazmamız ve konuşmamız gerekiyor.
Biz Çankırı Postası olarak 15 maçlık periyotta hep kulübün, teknik ekibin ve futbolcu kardeşlerimizin yanında olmaya çalıştık.
Yanlış gördüğümüz çok şeyi takım iyi giderken de olumsuz sonuçlarda da takımın moral motivasyonu olumsuz etkilenmesin diye eleştirilerimizi en yumuşak şekilde yaptık.
Bir çok zorluklara rağmen maçları yayınladık, her hafta antrenmana gidip röportajlar gerçekleştirdik, maçlardan sonra onların duygularını sıcağı sıcağına sizlere yansıtmaya çalıştık.
Çankırı FK’nın oynayacağı tüm rakip takımların Teknik Direktörleri ile özel röportajlar gerçekleştirip oyunculardan, takımdan övgüyle söz ettiği haberleri bu sayfalarda okuyucuyla buluşturduk.
Çankırı seyircisi deplasmanlar dahil her maçta Vali Fırat Taşolar liderliğinde birleşti ve takımına sahip çıktı.
Kulüp Başkanı Sezai Zehiroğlu sezon başında bu takıma yönetici arkadaşlarıyla birlikte büyük yatırım yaptı.
Bu yatırım ve birliktelik bir yere kadar getirdi takımı ama bir yere kadar işte.
Çetin Demir döneminde takım bir galibiyet serisi yakaladı ve zirveye Karadeniz Ereğli ile ortak oldu.
Aslında kazanan o takımla bugün üst üste puan kayıpları yaşayan takım aynı takım.
Yani 15 maçı da aynı 14 oyuncuyla oynadı bu takım.
O zaman bu düşüş niye diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Düşüş yok! Bizi yanıltan şey o dönem şu an bizim üstümüzde olan hiçbir takımla oynamamıştı Çankırı FK.
Sadece 2. Hafta şu an ligin açık ara lideri olan K. Ereğli ile oynamış ve o maçı da kötü bir oyunla 3-0 kaybetmişti.
Biz ne zaman ki kendimizle denk takımlarla oynamaya başladık. O zaman puan kaybetmeye başladık.
Bu maçlar içerisinde ADS Eflanispor maçını ayrı tutuyorum. Çünkü o maçta bir hakem faciası yaşanmıştı.
Başa dönersek Çetin Demir kendi kurduğu ve her istediği oyuncunun alınmasına rağmen bir türlü takıma o seyircinin beklediği oyunu oynatamadı.
Hoca kazanan haklıdır mantığıyla yapılan eleştirilere duygusal tepkiler verdi ve seyirciyle bir bağ oluşturamadı.
İstese de bu kadro yapılanmasıyla zaten bu takım seyircinin beklediği o göze hoş gelen oyunu oynayamazdı ve oynayamadı da.
Takım sadece 1. bölgede güven veriyor ama 2. ve 3. bölgede maalesef o güven ve ileriye umut taşıyacak bir umut yok.
Futbolcu kardeşlerim sakın yanlış anlamasın, onların iyi niyetinden asla şüphemiz yok. Ama bulunduğunuz lig ve varmak istediğiniz hedef içinde belli bir kalitenizin olması lazım.
Takım her bölgede neredeyse tek futbolcu ile oynuyor. Orta sahamız bulunduğumuz lig ve mücadele ettiğimiz takımlara göre maalesef kalite olarak geride. Takımımıza net 6-8 ve tekniği iyi oyunu okuyabilen güçlü bir 10 numara lazım.
Saman alevi gibi bir var bir yok olana iki kanat hücumcumuzda ya yedeklenmeli ya da yerlerine devamlılığı olan fizik olarak güçlü iki futbolcu alınmalı.
Forvette ise Canberk baktığımızda 10 gol attı ama, şöyle geriye dönüp baktığımda gol sayısı en az 15 olmalıydı. Olmalıydı diyorum çünkü; onun kalitesinde bir golcünün atabileceği birçok net pozisyonu gole çeviremedi maalesef.
Çok iyi niyetli çok çalışıyor ama kale sahası içerisinde çok yalnız ve onun indirdiği toplara vurabilecek oyuncumuz çıkmadı 15 maç boyunca. Bunun dışında hız eksikliği de var. İyi düşünüyor ama çabuk hareket edemiyor. Son vuruş eksikliğinin yanında aslında birazda şanssız bir golcü. O da kendisini rekabette zorlayacak bir golcü ile kesinlikle yedeklenmeli.
Yani şöyle kabaca baktığımızda bu takıma nokta atışı 4-5 transfer yapılması şart gibi.
Takıma katkı sağlayamayan oyunculara teşekkür edip yollar ayrılmalı.
Dikkat ederseniz yazının bu kısmına kadar Sertaç hocayla ilgili bir şey yazmadım.
Yazmadım.
Çünkü, hocayla geldiğinin ikinci günü yaptığım özel görüşmede şimdi burada yazamayacağım şekilde hocanın takıma koyduğu teşhisi kendi ağzından dinledim ve aynı düşüncede olduğu için hocaya hak verdim.
Hoca devre arasına kadar en az kayıpla gidip 2. yarı bu takıma istediğimiz takviyeleri yapıp şampiyon olacağız ve bu takıma seyircinin istediği oyunu oynatacağım dedi o gün.
O yüzden benim Sertaç Hoca ile ilgili kredibilitem ligin ikinci devresinden itibaren başlayacak.
Hoca en az kayıp dedi ama sanırım o da bu 4 maçlık periyotta 7 puan kaybı beklemiyordu şüphesiz.
Sertaç Hoca tüm planlamalarını 2. yarı için yapmıştır mutlaka ama ona istediği kadro da mutlaka şartlar zorlanarak verilmeli.
Başkan Sezai Zehiroğlu’na da bir Çankırılı olarak teşekkür etmek istiyorum. Bu şehre yeniden şampiyonluk hayalleri kurdurduğu için. Kolay değil günümüz ekonomik şartlarında böyle bir takım kurmak ve bu ekonomik yükün altından kalkmak.
Şüphesiz Almanya’da Çankırı Postası yayınlarından maçları izlerken kazanınca en çok sevinen o, kaybedince de en çok üzülen yine kendisidir.
Ama sayın başkanım naçizane tavsiyem ikinci devre şartları zorlayarak en azından Çankırı’daki maçlara gelmeye çalışın. Bu kadar emek verdiğiniz takımı kazanırken görmek en çok sizin hakkınız.
Ayrıca futbolcu kazandığında şöyle tribüne bakıp size şu kadar prim diyen bir başkan, kaybettiğinde ise seyirciye karşı onları savunacak teselli edecek bir başkanı yanında görmek ister.
Ben inanıyorum ki, sizin protokol tribünündeki varlığınız bu takıma güç ve motivasyon verecek ve bu takım daha iyi noktada olacaktı.
Ezcümle; Haydi Çankırı FK, Haydi Çankırı, Haydi Sezai Başkan, Haydi Sertaç Hoca henüz hiçbir şey bitmedi.
Yolumuz uzun ve kazanılacak 45 puan var daha.
Dünkü maç mı, o maç geride kaldı.
Artık yeni şeyler söylemek lazım.
Öyle değil mi? Necdet Diker,
Öyle değil mi? Taha Arslan,
Öyle değil mi? Canberk Özçakır,
Öyle değil mi? Rıfat Merzifonluoğlu!!
Yazımı dünkü maçta sakatlanan Ahmet Üner ve Murat Mazlum’a geçmiş olsun dileklerimi ileterek bitiriyorum.