Jet İmam namıyla bilinen Hakkı Emiroğlu Hocanın Çankırı’da görev yaptığı Mimar Sinan Mahallesi'ndeki Yeni Cami, 60'lı 70'li yılların Ramazan aylarında dolup taşardı…

Jet imamın Teravih namazını 16 dakikada kıldırması sadece Çankırı’da değil, Türkiye çapında da yankı bulmuş, 1968 yılında Günaydın Gazetesine manşet olmuştu.



Hakkı Hoca, kendi camisinde teravih namazını kıldırdıktan sonra hemen yakınındaki Büyük Camiye geçerek vitir namazını da orda tekrarlarmış… Öyle ki; Ramazan ayında büyük camide vaaz sonrası imamlık yapan müftü Seyfullah Kotanoğlu namazı bitirip cemaate döndüğünde onu karşısında görünce Allah Allah kabilinden başını sallarmış…

Çankırı Müftüsü Seyfullah Kotanoğlu aralarındaki muhabbete rağmen kendisine defalarca murakıp göndermiş; ancak her defasında Hakkı Hocanın namazı düzgün kıldırdığı rapor edilmiştir.

1922 doğumlu, Osmanlıca okur, yazar olan okuma yazmayı sonradan öğrenerek dışarıdan bitirme yoluyla ilkokul diploması almış ve imam olarak görevlendirilmiştir. Hakkı hocanın Hacer hanımla evliliğinden 3 kız evladı olmuştur.

İmamlığının yanı sıra en bilinen diğer özelliği marangoz olmasıydı. Evinin bahçesinde kurduğu tezgâhıyla doğrama işleri (kapı, pencere) yapardı. Kasnak ta yapıyordu. Sonraları, mobilya tarzı büfe imalatı da yapmaya başladı… Onun yaptığı büfeler, birçok Çankırılının salonunu süslerdi.

Hakkı Hoca görev yaptığı camiyle ilgili onarım işlerini de bizzat kendisi yaparak müftülükten hiç ödenek almamıştır.



Zatülcenp olup kan kusmaya başlayınca komşuları olan Gamzelilerin traktörüyle acil Ankara’ya nakledilir. Gördüğü tedavi sonrası Çankırı’ya döner ve eşinin beyaz soğanı balla ayazlatıp hazırladığı kürle ve karaturpun içine konan balla şifa bulur ve 3 günde ayağa kalkar. Ayaklanınca da ilk işi yine marangoz tezgâhının başına geçmek olur. Sıkı bir Demokrat Partili olan hoca, dışarıda fötr şapkasıyla dolaşır, sert görünümünün aksine çok cana yakın, muhabbetli bir insandır. Çankırı’da herkesin sevdiği bir din adamıdır.

Gizli ilimler konusunda derin olan Hakkı hocanın güzel bir kol saati varmış, abdest alırken bu saati sık sık unutur arkasından getirirlermiş…
Bir gün yine unutmuş saatini ama bu defa getiren olmamış…
Kızmış Hakkı Hoca ve gece Esma çekmiş…
Sabah adam saati kapıya getirmiş, “Sabaha kadar uyutmadın; şu saatini al da, beni rahat bırak…” diye sitem etmiş.


74’te emekli olup Bursa’ya yerleşir, 2005 te rahmetli olur. Kabri Bursa’dadır. Allah mekânını Cennet eylesin.

Yazıyı hazırlarken bilgisine başvurduğum ve fotoğrafları da gönderme nezaketinde bulunan Hakkı Hocamızın küçük kızı Fatma Emiroğlu Hanımefendiye teşekkür ederim.