Şair, yazar, hikâyeci: İsmail Karaahmetoğlu

Dağlar çıra çam reçine
Kırkpınarın gir içine
Bak yaylanın mor saçına
Çıra çıra yanar Ilgaz

İsmail Karaahmetoğlu

Ahmet Ali Kırış kardeşimiz Ilgaz’ın Ömerli köyünden. Köylüsü olan şair, yazar emekli öğretmen İsmail Karaahmetoğlu’na görüşme talebimizi iletti ve “buyurun” daveti üzerine, Ankara Yenimahalle’deki evinde ziyaret ettik. Karaahmetoğlu’nun Ahmet Ali’yle” Ömerli muhabbetinin” ardından, hocamızın değerli eşi Ayşe Teyzenin karpuz ikramı geliyor...

Şair, yazar, hikâyeci İsmail Karaahmetoğlu 1925 yılında Ilgaz’ın Ömerli köyünde doğdu. 1948 yılında Erzurum Öğretmen Okulunu, 1958 yılında da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Ilgaz Ortaokulu müdürlüğü ve Ankara’da çeşitli liselerde Edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1981 yılında emekli oldu. İsmail Karaahmetoğlu deyince akla Ilgaz Dergisi ve Nasreddin Hoca geliyor. İsmail Hoca ilerleyen yaşına rağmen dinamik ve coşkulu Maşallah. Hemen anlatmaya başlıyor… Not almamı istemiyor. “Dinleyin, zaten giderken size anlattıklarıma dair kitap ve notlarımı vereceğim” diyor. Karaahmetoğlu, Ilgaz Dergilerinin ciltlenmiş sayılarını ve yayınlanmış kitaplarını kucaklayıp geliyor, sayfaları aralayarak başlıyor anlatmaya. Dergide Ömerlili mahlası dikkat çekiyor. Türk şiirinin ses bayrağı olarak ün yapmış Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya övgüler yağdırıyor. Türk Edebiyatında önemli yerleri olan Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Ceyhun Atıf Kansu Ilgaz Dergisinde şiirleri yayınlanan 2 önemli şairimiz. (Derginin çıkışında yol arkadaşı rahmetli Murat Sinan’ı da anmadan geçmeyelim.)

 
Ceyhun Atıf Kansu Ilgaz Dergisi hakkındaki düşüncelerini şöyle özetliyor: Ilgaz Dergisini hep bir halk okulu, bir köy okulu gibi gördüm ben. Onun yapraklarında soluk almam istememde bu niteliğinden doğuyor.

Türk Edebiyat Tarihimizdeki yerini şimdiden alan ILGAZ Dergisini 20 yıl boyunca 1961 yılı Ekim ayından başlayarak, 1981 yılına kadar 243 sayı çıkaran İsmail Karaahmetoğlu’na Ilgaz’ın doğuşunu soruyoruz:

Karaahmetoğlu Ilgaz’ın köylerinde ortaya çıkan Guatr sorununa dikkat çekmek için yayınlamış ILGAZ Dergisinin ilk sayısını. Derginin ilk sayısında guatra vurgu yapılıyor.

ILGAZ DOLAYLARINDA GUATR: Ilgaz Atatürk Ortaokulu Müdürlüğüm döneminde, Ilgaz Atatürk Ortaokulu öğrencilerinde, Ilgaz Sağlık Ocağı Başhekimi Dr. Refik Karamustafalıoğlu %80 oranında guatr saptadı. Ilgaz köylerinde: Hacıhasan, Arpayeri, Mülayım-Yenice, Kazancı, Çomar, Musa Köy, Kale, Kacan, Bucura vb.lerinin guatrlı olduklarını yerlerinde araştırdı. Yüzde oranlarını saptadı. ”Bu oranlar memleketimizde guatr bölgesi olduğunu göstermektedir. Durum, Sağlık Bakanlığının bilgilerine sunulmalıdır. 

( Ilgaz Dergisi, Ekim 1961, Sayfa 2 )

Bir de şiir yazar Ilgaz'daki guatr sorunu üzerine:

“Bu iyotsuz suların

İyotsuz toprakların

Ölüm oyunu

Yeşil çamlıklar içine

Gömülmüş köylerin

Kuşaklar boyu süren

“Guatr” sorunu”

Ünlü şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’da “Boğazlak” şiiriyle destek vererek, Ilgaz’daki guatr sorununu gündeme taşımış. Şiirden bir bölüm:

“Bu iyotsuz toprağın oyunudur,

Dağ taş kocaman bir sayrılıkla kuru.

Ya bir yanında büyür, ya iki yanında boğazının kocaman

Boynunda ölümün uru.”

Hastalığa köylüler “ur” diyordu, Fazıl Hüsnü "boğazlak" adını koydu ancak tıp guatr diyordu bu hastalığa.


“Timur çağını yaşamış Nasrettin Hoca yoktur ama her çağın Timurlarının tekerine taş koyan Nasreddin Hoca vardır.”

İsmail Karaahmetoğlu’na "Nasrettin Hoca Uzmanı" dersek yeridir. Ilgaz Dergisinde Nasrettin Hocaya daima özel yer veren Karaahmetoğlu; Nasrettin Hoca Fıkraları yerine Türk Dil Kurumundan yeni bir adlandırma talebinde bulunmuş ve şu cevabı almıştır:

Ömer Asım Aksoy: Karahmetoğlu arkadaşımız, Nasrettin Hoca fıkraları ya da letaifi diye anılan özgün parçalara Türkçe bir karşılık bulunmasını istedi. Bir arkadaşımız “Güldüşün” önermiş. Ben, bu karşılığı başarılı buldum. Fıkranın, latifenin başka anlamları da vardır Nasreddin Hoca’nın buluşlarıysa özel bir tür sayılacak niteliktedir. Her fıkra, her latife hocamızın buluşları değerinde değildir. Oysa “Güldüşün” hocamızın adı söylenmese de bu türü anlatacak güçte ve güzelliktedir. (Ilgaz,Temmuz 1976)

Bu cevaptan sonra Nasrettin Hoca fıkralarını Güldüşün olarak adlandıran Karaahmetoğlu bu ismi torununa da vermiştir.Akşehir Belediyesi 1973 yılında “Fahri Hemşehri” seçmiş ve 1974 yılında yapılan Nasrettin Hoca Şenliklerine "Güldüşün Şenlikleri" adı verilmiştir. Karaahmetoğlu'nun kitaplarının birinin adı da GÜLDÜŞÜN'dür.

Birisi Almanca olmak üzere Nasrettin Hoca adına yayınlanmış kitapları: NASRETTİN HOCA, ANADOLU AYDINLIĞI, Ilgaz’dan Akşehir’e NASRETTİN HOCA’DAN YARINLARA.

1962 yılında Türk Dil Kurumu üyeliğine seçilen Karaahmetoğlu, Ceyhun Atuf Kansu adına kurulan şiir ödülünün seçiciler kurulunda da sekiz yıl yer almıştır.

İkisi doktor olan çocukları "Özer,Özgür,Selcan ve Ülkü'den" gururla bahseden Karaahmetoğlu; torunları "Güldüşün, Ezgi, Özge, Özün, Özgün,Gizem ve Burcu'nun" isimlerini de bizzat vermiş.

Kitaplarını ve Ilgaz dergisinin Ömerli Köyü Özel sayısını vererek uğurluyor bizi İsmail Hoca. Bir uktesi var ki; onu da yazımızın sonunda mutlaka belirtelim: Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yazmış olduğu Boğazlak adlı şiirin Ilgaz Belediyesince bir mermere yazılmasını istiyor. Bu isteğine bugüne kadar olumlu cevap alamamış. Ahmet Ali kardeşimiz bu isteği vazife olarak üzerine alıyor. İsmail ve Ayşe Karaahmetoğlu’nun ellerini öperek ayrılıyoruz…

Ilgaz "Anadolu'nun bir yüce dağı" ise, Karaahmetoğlu'da Ilgaz'ın kurucusu ve yazın dünyamızda uzun sürmüş Anadolu temsilcisidir.

Emekli savcı İsmet Kemal Karadayı (Düşün Sanat Dostları,Sayfa 91)