Çankırı FK kendisi için sıkıntılı geçen bir haftanın ardından dün 3 golcüsünün ayağından bulduğu 3 golle Geredespor’u 3-1 mağlup etti.

Evet, geçtiğimiz hafta Çankırı FK için oldukça sıkıntılı geçmişti.

Çünkü büyük umutlarla ve mutlak puan parolasıyla gittiği Karadeniz Ereğli deplasmanından takım 1-0 yenik dönmüştü.

Yenilmenin dışında hepsinden önemlisi iyi oynamamış, iyi oyunu geçtim sahaya karakter koyamamıştı.

Bunun üzerine geçtiğimiz hafta maç yazımda birazda ağır ifadeler içeren bir yazı kaleme alıp oyuncu grubunu ve Sertaç hocanın kanatsız oyun anlayışına sitem etmiştim.

Yazıyla ilişkin Sertaç Hocam sağ olsun geri dönüş yapıp kendi haklı sebeplerini anlattı.

Ortak paydamız Çankırı FK olduğu için ikimizde kendi doğrularımızı ben yazarak kendisi de anlatarak birbirimizi anlamaya çalıştık.

Hocanın en takdir ettiğim yanlarından birisi iletişime ve eleştiriye çok açık olması.

Kendisi, “Bende insanım, benim de eksiklerim olabilir. Kendinizce gördüğünüz yanlışlar üzerinden beni eleştirin kardeşim. Bende o eleştiriler üzerinden kendimi sorgulayayım.”  diyor.

Bu çok önemli bir şey.

Çünkü kendine güvenen ve yaptığından emin olan insanlar, ancak bu şekilde konuşabilir.

Dediğim gibi hocanın eleştiriye açık olması ve karşı fikre saygı duyması çok önemli bir konu.

Kendisine bir kez daha bu tavrı için teşekkür ediyorum.

Tabi bizde yazılarımızda takımımıza her anlamda destek olurken, gördüklerimizi de eleştiri sınırları içinde yazmazsak bu da bizim mesleğimize karşı haksızlığımız olur.

O yüzden bundan sonra da sahanın içinde kalarak gördüklerimizi yazmaya ve özel olarak Sertaç hocaya söylemeye devam edeceğiz.

Çünkü herkesten çok bu takımın başarılı olmasını ve bir üst lige çıkmasını biz istiyoruz.

Bu hem yayıncı hem de spora ve Çankırı’ya sahip çıkmaya çalışan bir medya kuruluşu olarak bize de değer ve ivme katacak şüphesiz.

Geçtiğimiz haftaki maç yazımızda oyuncularımıza getirdiğimiz eleştirilere, bazı okuyucularımızdan ama bir hafta önce çok övmüştünüz bu oyuncuları şimdi ağır eleştiriler yapıyorsunuz serzenişleri geldi.

Şunu iyi anlamak lazım. Bizim eleştirilerimiz oyuncuların kalitesine değildi.

Karadeniz Ereğili maç performanslarıyla ilgiliydi.

Çünkü oyuncuların bire bir kalitelerinin ne olduğunu biliyoruz.

Hepsi isim isim kaliteli ve bu takıma yakışan oyuncular. Bizim isyanımız bu kadar kaliteli bir oyuncu grubunun o maçtaki kötü performansınaydı.

Zaten oyuncularda bunun farkındaydı.

Sayfalarımızda haberini göreceksiniz. Takım Kaptanı Mustafa Kayabaşı, Gerede maçından sonra kendilerini tebrik için gelen Vali M. Fırat Taşolar’a “Geçtiğimiz hafta hem kendimiz üzüldük. Hem şehrimizi çok üzdük. O yüzden Gerede maçı için takım olarak galibiyet pirimi istemiyoruz.” dedi.

Bu duruş bile bu oyuncu grubunun ne kadar kaliteli ve karakterli olduğunu gösterir.

Fakat, Ereğli maçında o kaliteyi maalesef sahaya yansıtamadı oyuncularımız. İnşallah o maçta bu kötü performans için son maç oldu.

Takım dün Gerede maçında biraz geçte olsa kalitesini 10 dakikalığına bile olsa sahaya yansıttığında neler yapabileceğini gösterdi.

Galibiyet için bir kez daha Sertaç Hoca ve oyuncularını tebrik ediyorum.

Dünkü maça dönecek olursak,

Yayına hazırlık için stada erken gittim. Kadroyu elime alıp baktığımda arkadaşlara, “Sertaç Hoca gemileri yakmış. Sahaya 3 merkez santraforla ve yine kanatsız çıkıyor.” dedim.

Hoca geldiğinden beri ara ara süre verdiği Bedirhan Yalçın’ı Canberk ve İbrahim Zeytin gibi iki önemli forvetin ortasında kaleye yakın olarak 3. Santrafor olarak sürdü sahaya.

Bedirhan kaleye yakın oynarken Canberk solda, Zeytin ise sağda başladı karşılaşmaya.

Allah var! Hem İbrahim, hem Canberk oynadıkları kanatta iyi toplar getirip iyi servisler yaptılar Bedirhan’a. Ama genç golcü 1 ve 9. Dakikalar arasında kendisine gelen 3 net pozisyonu cömertçe harcadı. Onun içinde kolay değil tabi. Uzun süre oynamadıktan sonra böyle stresli bir maçta ilk 11’de başlamak. İyi niyetli bir şekilde çok çalıştı ama kale sahası içerisinde pozisyon almakta ve son vuruşlarda önemli eksiklikleri var.

Bununla ilgilide Sertaç Hoca kenardan sık sık uyardı kendisini.

Bedirhan o kaçırdıklarını atsa maç daha 10. Dakikada 3-0 olacak ve bugün biz belki de başka şeyler konuşuyor olacaktık.

O Bedirhan 20. Dakikada Canberk’in vurup kaleciden dönen topu tamamlayarak golü attı ve gelip saha kenarında kendisine güvenerek ilk 11’de şans veren hocasının elini öptü.

O heyecanla onu düşünebilmesi şık bir hareketti.

Golü attık ama 1-0 geriye düşen rakip yakaladığı kontra ataklarla bu defa ileri çıkmaya başladı.

Nihayetinde 24. Dakikada bir duran top sonrası rakip takımın sağ beki Abdulkadir şık bir vuruşla golü attı.

Golü yedikten sonra takımda yine bir telaş başladı. Oysa hiç gerek yoktu o telaşa. Daha dakika 25 ve önümüzde maçı çevirmek için 75 dakika vardı.

Maç 1-1 olduktan sonra o telaş oyununda Nevres çok top kaybı yapmaya başladı. İbrahim ve Canberk’in verimliliği düştü.

Bedirhan kalabalık savunma hattının içerisinde kayboldu.

Kaptan Mustafa saha içinde arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışıp iyi paslar atmaya çalışsa da o da final paslarında çok istediklerini yapamadı.

Bu arada ilk yarı da beklerimizden hücuma çok katkı veremedi. Özellikle sağ bekimiz Bülent İnönü’de büyük bir düşüş var son haftalarda.

Belki de bunda hocanın kanatsız oyun anlayışının etkisi var bilemiyorum. Necdet’te de bir düşüş var. Yani oynadığı 45 dakika da o eski Necdet’i göremedik saha da zaman zaman sol taraftan Canberk ile beraber hücum katkısı vermeye çalışsa da etkili olamadı.

Zaten 2. Yarıya başlarken Sertaç Hoca Necdet’in yerine Emre Avcı’yı, Bedirhan’ın yerine de Taha’yı sol kanada oyuna alarak başladı. Bu oyun formatında Canberk kaleye yakın, Zeytin sağ tarafta Taha’da sol kanatta başladı oyuna.

Taha’nın oyuna girmesiyle tek kanadımız işlemeye başladı ve buradan iyi hücumlar geliştirmeye başladık. En nihayetinde de 2. Golümüz Taha’nın soldan nefis getirip Canberk’in önüne al da at dediği topla geldi.

Sertaç Hoca 70’te oyuna müdahalesini yapıp Ahmet Aktaş’ı çıkarıp Mustafa Değirmenci’yi aldı.

Mustafa’nın oyuna girmesiyle iki kanadımızda çalışınca hücum gücümüz de birden 2 katına çıktı.

Mustafa oyuna girdiğinde aldığı her topta dikine giderek takımı rakip sahaya taşıdı. Hırsı ve motivasyonuyla futbolu ve formasını ne kadar özlediğini de gösterdi.

2-1 de rakip 2. Golü bulmak için kalabalık hücumlar yapmaya çalıştı.

Çankırı amatör küme 3. Hafta maçları ile devam ediyor Çankırı amatör küme 3. Hafta maçları ile devam ediyor

Kullandıkları kornerde defansımızın uzaklaştırdığı topu kapan Mustafa neredeyse tüm sahayı topla dikine geçerek Ceza sahası içerisinde İbrahim Zeytin’e harika bıraktı.

İbrahim o ikramı geri çevirmeyerek düzgün bir vuruşla maçın skorunu tayin etti.

Canberk ve Zeytin’i ayrıca tebrik etmek istiyorum. Hem golleri, hem hoca nerde görev verirse canla başla mücadele ettikleri için.

Burada bir paragrafta defansımızda görev yapan iki Murat’a da bir şeyler söylemek istiyorum. Oyunu biz genelde 2. ve 3. Bölgede oynadığımız için savunmamıza az top geliyor ama bu az gelen toplarda da rakipler mutlaka bir gol buluyor. İşte geçen hafta Ereğli maçında yediğimiz gol, dün yediğimiz golü bunlara örnek gösterebiliriz. O toplara bizim gibi bir takımın defansının vurdurmaması lazım. Bunlara daha da dikkat etmelisiniz.

Kalecimiz Mücahit Allah nazarlardan korusun iyi gidiyor.

Yazı uzun oldu ama sabrınıza sığınarak Sertaç Hocaya da bir iki şey söylemek istiyorum.

Saygıdeğer hocam, kazanan her zaman haklıdır. Sizde dün kazandınız haklısınız.

‘Gemileri yaktım, 3 santraforla başladım’ dediniz. O 3 santraforda gol attı dün. Ama görün hocam dün o geldiğinizden beri söz verdiğiniz coşkulu oyunu 2 kanatlı oyuna geçtiğimiz dakikalarda oynadık.

Kazanmamız gereken bir maçtı sizi anlıyorum ama bu çok riskli bir karar değil miydi?

Cesurlar kazanır ama doğru kararları verilirse.

Siz kazandınız haklısınız ama bende bir şey söylemek istiyorum.

Üç santrafor varken oyun 1-1’di ve bir 2 kanat oyuncusuyla sahadayken maçı 3-1 kazandık.

Flashback röportajımızda “Gemileri yaktım biz hedefe varacağız. Yeterki siz bize destek olun” dediniz.

Hocam, siz hep kazanın, lig sonunda hedefimize ulaşalım. Biz hep yanılalım sorun yok. Özür dilemesini de biliriz.

Hedefe varalım yeter ki gemileri yaktığınız gibi sene sonunda da bizi yakın…

Editör: Ercan Şeker