Okuyucularıma “Çankırı’nın en önemli sorunu nedir?” diye soracak olursam, alacağım cevapları üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyorum.
Bana göre ise Çankırı’nın en büyük sorunu, “Statükocu, küçük olsun benim olsuncular, yerleşik düzenciler” sorunudur.
Yerleşik düzencilerde çeşitli sınıflara ayrılıyor.
Betoncu düzenciler açısından başta şehrin konut ihtiyacının sadece kendileri tarafından karşılanması büyük önem taşımaktadır.
Çünkü TOKi tarafından yapılacak 5 bin konut arz talep dengesi normale döndürecek, fahiş fiyatlarla, işçiye, memura daire satamayacaklar, vatandaş merkezli müreffehlik seviyesinin gelişmesi işlerine yaramayacaktır.
Emin olun onlar sadece kendi cüzdanlarının cebe sığmamasından mutluluk duyarlar.
***** ***** *****
“Uydu kent, uyutuldu kent” başlıklı köşe yazımın ardından bir okurum aradı.
Sumitomo Rubber Aka lastik fabrikasında çalışan yeğeninin durumunu anlattı.
İşçi kardeşimiz Çankırı’dan ev almak ister ama fiyatlar 550 bin liradan başlamaktadır.
Tabi ki işçi kardeşimiz enayi değil ya!
Gider sıfır daireyi Akyurt’tan 250 bin TL’ye alarak oraya yerleşir.
Aldığı maaşta tabi ki, Akyurt ekonomisini canlandırır.
Sonuçta Çankırı’dan 55 km, Ankara Akyurt’tan 70 km uzaklıkta olan lastik fabrikasına uzaklık farkı, o kadar da mühim değildir.
Haftasonu EGO ile Kızılay iki bilte parasına 45 dakika.
Çankırı topraklarına yapılan lastik fabrikasından bile ekonomik anlamda en az yararlanmaktayız.
Hale bakarmısınız!
Üç-beş statükocunun elinde oyuncak olan şehrimizde konut sıkıntısı had safhada, işçi kaçıyor gelinen tablo içler acısı.
Sadece onlar değil ilimize yerleşen Japonlar da Akyurt’a yerleşiyor.
Bir Allah’ın kulu bu kaçışın önüne geçmiyor.
Nedenlerini, sonuçlarını araştırmıyor.
Kaçışın önünü kesmek adına kafa patlatmıyor.
Sanayi şehri olamamış, öğrenci şehri olamamış bir şehirden kaçan kaçana.
***** ***** *****
Ankara’dan gelen memur servislerini de unutmuş değilim.
En temel nedenlerin başında konut sorunu geliyor
Çankırı’da esnaf sıkıntılı, sıcak para girişi çok az, ticaret dönmüyor.
Ekonomik açıdan vatandaş kira kıskacı, yükse oranda artan gıda ve zamlar altında eziliyor.
Çalışan işçinin maaşını bu şehire sokamazsan ekonomiyi nasıl canlandıracaksın?
Ortalama bin 500 işçi demek, aylık 6 milyon, yıllık 72 milyon sıcak para girişi demek.
***** ***** *****
Sağlık hizmetine erişim sıkıntılı.
Ağız Diş Sağlığı sorunlarında büyük oranda özel poliklinikler ve Kırıkkale’ye mahkum edilmiş durumda.
Anjiyo ise hala yapılamıyor. Bazı branşlarda doktor eksikliği var, randevular ileri tarihlere erteleniyor.
Çankırı, kalesinde golleri görmeye devam ederken, son kalemiz öğrencileri bekliyoruz.
Ama o cephede de çoktan golleri kalemizde gördük.
Üniversite tercihleri yapıldı.
Çankırı Karatekin Üniversitesi , İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin 285 kişilik kontenjanına sadece 9 öğrenci tercih etmiş, doluluk oranı %3.3 oranında kalmış.
Yanlış duymadınız, koskoca fakülteye 9 öğrenci yerleşmiş durumda. Sıfır çeken bölümleri saymıyorum bile.
Fen Fakültesi %10.75, Orman Fakültesi %15.28'de kalmış. Edebiyat Fakültesi %45.01, Mühendislik Fakültesi % 53.33'lerde yerleşme sağlanmış görünüyor.
Kontenjanlar da lisans bölümleri nerede ise yarı yarıya boş kalmış.
Eski Rektör Prof. Dr. Hasan Ayrancı’nın açtığı fakülteler olmasa, Çankırı perişanları oynayacak durumda.
Neyse ki yeni fakülte ve bölümler %100 doluluk oranıyla vaziyeti idare ediyor. Hukuk Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Kurşunlu Adalet Meslek Yüksek Okulu %100 doluluk oranına uşalmış durumda.
Sağlık Bilimleri Fakültesi %90,32 doluluk oranınına ulaşmış.
Öğrenci gelmiyor, gelmek istemiyor.
Twitter da öğrenci geyikleri kırıla gidiyor.
Bir öğrenci yazmış “Çankırı’da ev bulmak, üniversiteye yerleşmekten daha zor” diye.
Daha ne desin öğrenci.
Hep olumsuz yorumlarla anılıyor şehrimiz.
***** ***** *****
Asgari ücretin 2 bin 800 Tl olduğu şehirde, bugün ev tutmaya kalksanız bin 500 liradan kapı aralıyorlar.
Ev sahipleri çıldırmış olmalı.
Ancak statükocular için durum farklı, onlar için konut eksikliği demek fahiş fiyat demek.
***** ***** *****
Çankırı’nın şehir ulaşımında büyük sorunlar yaşıyor.
Hala ulaşım sorunu, trafik sorunu, yol sorunlarını aşamamış haldeyiz.
Cumhur İttifakı ortakları arasında meydan kavgası süre dursun, Çankırı- Korgun yolunda aşırı sıcaklar da asfalt eriyor.
Karayolları ekipleri eriyen asfalta toprak atarak yolu korumaya çalışlıyor.
Şehrin ana giriş yolundan bahsediyorum beyler, yolumuz hala sathi kaplama.
Şehrin en önemli ana arteri olan Lise kavşağında tren manevra yaptığında karayolu ağı, Atatürk bulvarı ve ışıklı kavşak kilitleniyor.
Battı çıktı mı olur, üst geçit mi olur, buna dahi bir çözüm bulmayı düşünen yok!
Öğrenciler geliyorlar üniversite yolu, çevre yolu hala bitirilemedi.
İlin önünü açacak, brandayı kaldıracak “benim olsuncuları kovalayacak “bir kurtarıcı arıyoruz.
Yerine gelmeyen vaatlerden bıktık.
Bu konuları yazmaktan usandık.
Statükoyu korumak isteyen siyasetçiden tiksindik.
Şehir tükenmişlik sendromuna doğru kayıp gidiyor.
“Göle su gelen kadar, kurbağanın gözü çıkmış” atasözü adeta bizim halimizi tarif ediyor.
AK Parti alanda gibi gözükse de, alan hakimiyetini tamamen kaybetmiş durumda.
Şahsiyetlerine hiçbir şey söyleyemeyeceğim AK Partili yerel siyasetçilerimize seslenmek istiyorum.
Ya bir yol bulmak lazım, ya da açmak lazım!
Yoksa önümüzdeki seçim işiniz oldukça zor görünüyor.