Mahalli idareler seçimleri sonrasında bir analiz yazısı kaleme alma fırsatı bugüne nasipmiş.


Yapılan seçimler sonrasında ilginç bir tablo ile karşılaştık.


Özellikle Ak Parti’nin yüzünün gülmediği E-80 hattında Ilgaz hariç Ak Parti tulum çıkarttı.


Çerkeş, Kurşunlu, Atkaracalar bu ilçeler iktidar tarafından ilk kez kazanılırken, Ak Parti yönetimindeki belediyelerden Eldivan ve Ilgaz el değiştirerek MHP’li başkanlara emanet edildi…


Ak Partinin Korgun, Kızılırmak gibi ilçelerde ise kafa kafaya bir seçim yarışının ardından kazanması ise seçmenden iktidara bir ikaz niteliği taşıyordu. Şabanözü’nde ise seçimlerin iptal edilmesi gelecek günlerin yeni gelişmelere gebe olduğunun açık bir habercisi...


Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç’in hiç beklenmedik bir farkla 3. kez ipi göğüslemesi ise büyük bir başarı olarak dikkat çekti… Bu başarının altında yatan nedenleri bir başka yazıda yer verelim ve diğer ilçelere geçelim.


Çankırı’nın büyüklükte 2. sırada yer alan ilçesi Ilgaz’a gelecek olursak!


Şimdi “Ak Parti Ilgaz’ı neden kaybetti” sorusunu burada sormamız gerekiyor?


Dile kolay 12 yıldır iktidar olan bir belediye yönetimi el değiştirdi.En başta 2002 yılında beri iktidardan yana tercih yapan Ilgazlılar istedikleri hizmeti alamamanın faturasını Başkan Adayı Mehmet Öztürk ve Ak Parti’den tahsil ettiler. 


Birincisi burada Ak Parti adayı Mehmet Öztürk’ün işi gerçekten zordu. Seçmene gidip ‘Sizlere şu hizmeti getireceğim. Bizler iktidarız’ argümanını kullanamadı. Çünkü yıllardır iktidardan yana tercihin yapmış ancak istediğini alamamış Ilgazlıların bu sözlere karnı toktu!


İkincisi ise her gittiği yerde gaflara imza atan milletvekili Hüseyin Filiz’in adaylık süreci sonrasında camiaya karşı  toparlayıcı olması beklenirken seçim bürosu açılışında sarf ettiği ve yerli yabancı ayırımı yaptığı konuşması oldu.  Filiz, Kurşunlu Festivalinde İbrahim Doğu’nun showuna oyuncak edildiğini anlamadığı gibi; Halit Uğurlu’yu Ilgaz’ın yabancısı olarak nitelendirerek ikinci bir faciaya imza attı. O gün bu konuşmaya tepki olarak partiden istifalar Salim Çivitçioğlu ve diğer siyasilerin araya girmesi ile önlensede o günkü kırgınlık  bir vazonun kırılıp yapıştırılması gibi hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı...


Ilgaz’a gittiğimde Ak Parti yönetiminden birkaç kişiye şöyle demiştim. “Ben Ilgaz’da yaşıyor olsam size oy vermem. Çünkü siz turizmin merkezi dediğiniz ilçeye bir tuvalet dahi yapamamışsınız. Eğer bir müze kurmaya kalkarsanız tuvaletlerin tahta kapılarını da müzeye kaldırmayı unutmayın” demiştim.  


Bayan tuvaleti olmayan, eski tren istasyonlarında ki küçük abdest giderme yerlerinde ki gibi mermerle ayrılmış bölümlerde affedersiniz ama duvara karşı cöğdürülen bir wc düşünün.  Ilgaz insanına bu layık olamazdı. Bir muhtar dahi köyüne VİB kalitede tuvalet yapabilirken iktidarın belediyesi bir tuvalet dahi yapmayı beceremezse tabi seçim kaybeder.


Eski Belediye Başkanı Sayın Cevdet Çetin’e bir ziyaretimde “Şu İş Bankasının yanındaki kahvenin üstünün metruk görüntüsü Ilgaz’a yakışmıyor. Restore ettiremiyorsanız da  bir brandayla üstünü kapatın ve brandanın üzerine Ilgaz dağının resmini koyup ‘doğa cenneti llgaz’a hoş geldiniz’ yazıverin demiştim. O sözümü söylememden üç yıl geçmesine rağmen Ilgaz’ın göbeğinde ki o izbe görüntü yok edilemedi. Ancak “at binenin kılıç kuşanan” derler ya. Sayın Arif Çayır devir teslim töreninde yaptığı ilk konuşmasında ‘İlk işimiz o kötü görüntüyü kapatmak olacak’ dediğinde tebessüm ederek zihin dünyamda birden üç yıl öncesine gidivermiştim..


Ak Parti Ilgaz’da en büyük ve en yanlış seçim stratejisini yerli yabancı ayrımı üzerine kurarak yapmış oldu. Bir kere Ilgazlı olup bürokraside bir yere gelmenin yada ilçeden işsizlik nedeni ile ayrılmanın suçlusu adaylar olamazdı. Herkes doğduğu ilçede yaşamak ister ancak çeşitli nedenlerle hayatın doğası gereği tabii ki memleketlerinden kopmaktadırlar. Ve belli bir deneyim ve donanıma kavuşup uygun bir yaşa geldiğinde vefa borcu olarak gördüğü topraklarına hizmet etmek istemelerini anlayışla karşılamak gerekirdi. Onun yerine ‘biz burada yaşıyoruz, siz elsiniz!’ der Ilgazı kendi malınız gibi görürseniz tabiki kaybedersiniz. Ilgaz’da yaşayan insanların birçoğunun gurbette yaşayan çocuğunu da yabancı sınıfına koymuş olursunuz.

 

Bütün bu anlattıklarımdan sonra gelelim seçim dönemin de yaptığım en önemli tespite:


İktidarından muhalefetine yerel yöneticilerimizin oldukça başarısız olduklarını gördüm.


MHP'nin yönettiği Çerkeş’te halk hizmet gelmemesinden şikayet ederken yine iktidar partisinin yönetiminde olan ilçeler de aynı sıkıntıların dile getirilmesi ve gerçekten iktidarı ve muhalefeti ile ilçelerimizin hizmet noktasında oldukça geri olması yerel siyasetin kısır döngüsü ve tabi biz vatandaşların vurdumduymazlığından kaynaklanıyor.  


Buradan iktidarı ve muhalefeti ile siyaseti hizmet olarak gören bütün parti temsilcilerine bir önerim var!


Gelin bu seçim yeni bir başlangıç olsun! İş başına getirdiğimiz yerel yönetimleri koltuğunda rahat oturtmayacak, hesap sorabilen ve düzgün denetleyecek bir mekanizma kuralım.


Bu mekanizmada belediye başkanının yıllık performansı hakkında yer aldığı bir heyet tarafından teftiş edilsin. Eksiklikler tespit edilip dile getirilsin ve başkanların karnesi çıkarılsın ve ona göre bir yol zilensin önlem alınsın. Ne dersiniz ?

Not: Konu hayli uzun ve detaylı. O yüzden analizimin  diğer ilçeleri kapsayan kısmını bir sonraki yazımda ela almak üzere hepinize saygılar sunuyorum.