Yazımın başında peşin peşin belirteyim: Bugün hayatta olmayan rahmetli Hasan Üçok’a en küçük bir saygısızlıkta bulunmak aklımın ucundan geçmez. Ancak yazmış olduğu kitapta bırakın bir memleketi, hiçbir insana faydası olmayacak abuk subuk aktarmalar var.
Güncel Türkçe sözlükte, “halkiyat” sözcüğün karşılığında “halk bilimi” yazıyor.
Dini, milli, ve ahlaki değerlerden yoksun halk biliminin ne Çankırı'ya , ne millete, ne de memlekete zerre miskal hayrı dokunmaz!
İlk baskısı 1932 yılında yapılan, 2002 yılında ÇANKIRI KÜLTÜRÜ VE TARİHİ sloganıyla 5’li kitap serisi olarak Okuyan Adam Yayınlarınca basılan Hacışeyhoğlu Hasan Üçok’un (1882-1938) Çankırı Tarihi ve Halkiyatı kitabını, basımını sağlayan 21. Dönem Çankırı Milletvekili Hakkı Duran Bey ve kitabı baskıya hazırlayan Ali Birinci Bey öve öve bitiremiyor.
Kitabın girişinde “Keçiören Çankırılılar Yaren Derneği ve Hakkı Duran’a katkılarından ötürü teşekkür ederiz” ibaresi yer alıyor. Bu dernek şu an da yok ancak her zaman olduğu gibi seçimler yaklaşırken Karabatak misali Abbas Demirbaş’la birlikte her an zuhur edebilir.Kendine hayrı olmayan bir derneğin ismi zikredilerek niye teşekkür edilir merakımızı muciptir.
Bu Yaren Meclisi Derneğiyle ilgili yazılacaklar bitmedi ancak onu şimdilik bir kenara bırakıp dönelim Hacışeyhoğlu Hasan Üçok’un Çankırı Tarihi ve Halkiyatı kitabına.
…
Kitapta Ramazan ilgili kısımda yer alan manileri bugünkü davulcular Çankırı’da söylemeye kalksa kafasına davulu geçirirler, işte o manilerden örnekler:
Arkadaşım fener taşır
Keldir başı durmaz kaşır
Başına b.. işgembe
Sırtına semer yaraşır.
…
Sıçan gelir takır tukur
Ben zannettim tezgâh okur
Bizim sıçan hafız olmuş
İnce sesle Kur’an okur.
…
Davulumun ipi kırmızı
Bu yıl yemedim karpuzu
Arkadaşımı sorarsan
Büyük Camide papuç hırsızı. (Sayfa 306 )
§
Yine ilgili kitabın Ramazan bölümünde, Çankırı’da Ramazanda yaşanan sayısız güzellikleri yok sayıp, anlatılan iğrençliğe bakar mısınız:
-Bildiğim bir Kör Hüseyin vardı. Sahurda evleri gezer, kapılarda darbuka çalar, maniler söylerdi.Kör Hüseyin’i sesinden herkes tanırdı.
§ Hüseyin’e Bir Hikâye (Sayfa 304)
Hüseyin bir kadından randevu alır. Gece, kazandığı parayı kadına verir. Kadın da gece evine gelmesini söylemiş. Kör olduğu için evi bulamayacağını, başkasına söylese duyulacağını bildiğinden ne suretle hareket edeceğini kadından sorar. Kadın da:
-Evin halkasını ölç, ona göre gel der.
Bu konuşmayı biri işitir. Bu zat akşam sonu gider, kadının evinin halkasını sökerek tuhaflardan bir komşusunun kapısına çakar. Hüseyin dayağını kaka kaka mahalleye girer. Kapıların halkalarını muayene eder, ta ki o evin önüne gelerek halkanın ölçüye muvafık olduğunu anlayınca içeri dalar.
Ev sahibesi Hüseyin’i tanıdığı için çıkar. Hüseyin’e ne istediğini sorar. O da gündüz söz verdiğini ve parasını aldığını beyan ile içeriye girmekte ısrar eder.
Kadın haykırır, içeridekiler çıkarlar. Meseleyi anlarlar. Hüseyin’i döverek kapı dışarı ederler. Bu macera ertesi gün(Çankırı'da) duyulur. Hüseyin’e rast gelen:
- Hüseyin halkayı ölçüyor musun? Derler ve onu kızdırırlardı.101
101 Çankırı’da bir “halkası büyük kapıya” darbı meseli vardır. Bu söz latife tarzında, birinin isafı mümkün olmayan talebini ret için söylenir. Fakat her halde gizli bir manayı taşır ki; bu Hüseyin’in macerasına telmih olsa gerektir.
…
Güncel Türkçe Sözlükte “Sevici” sözcüğünün karşılığında:
"Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kadın, ablacı, lezbiyen”yazıyor.
Kitaptan taradığım ilgili sayfayı dikkatinize sunuyorum.
Hadi buyrun,bunun neresine halkiyat diyeceğiz?
Buna dense dense, halt'iyat denir!
...devam edecek