Hacer Sibel Ünalan Hanımefendi’nin “Anadolu’daki Türk Kütüphaneleri” adlı kitabının 321/327 sayfalarında C. 1. 12 Katalog Numaralı Çankırı Medreseönü Kütüphanesi incelemesi yer almaktadır.
ÇANKIRI MEDRESEÖNÜ KÜTÜPHANESİ
Çankırı merkezde, Ali Bey Mahallesi, Mecbur sokakta (4) numaralı evin bahçesi içinde bulunmaktadır. Oldukça bakımsız ve harap durumdaki kütüphane depo olarak kullanılmaktadır.
Üstü bir kubbeyle örtülü kare planlı kütüphanede, inşa malzemesi olarak dışta düzgün kesme taş içte kaba yonu ve moloz taşlar, kubbe ve içteki kemerlerde tuğla kullanılmıştır. Giriş ve pencerelerin kemer ve söveleri dışta, blok taşlarla yapılmıştır. Duvarların düzgün kesme taş kaplamaları neredeyse tamamen dökülmüş ya da sökülmüş durumdadır. Aynı şekilde kubbenin dış kaplaması da görünmemektedir.
Yapı yerden 165 cm. yüksekliğindeki bir platform üzerine inşa edilmiştir. Bu kesimde duvar örgüsü bir sıra iri düzgün kesme taş, bir sıra ince düzgün kesme taş dönüşümüyle yapılmıştır. Platformun başlangıç ve bitiminde, ince taş sıraları dışa taşkın yerleştirilerek yapıdaki dikey etki bölünmüştür. Aynı şekilde beden duvarlarını ve kubbeyi dıştan çevreleyen sekizgen prizma şekilli sahte kasnağı dışa taşıntılı birer sıra düz saçak dolanmaktadır. Kütüphanenin kuzey duvarı ile batı ve doğu duvarlarının yarısı çevresine bitiştirilmiş yapıların duvarları sebebiyle görülememektedir. Doğu duvarı üzerinde bir, güney duvarı üzerinde iki adet yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır. Doğudaki pencerenin üst kesimi tamamen yıkılmış durumdadır. Pencerelerden birinde günümüze ulaşabilmiş demir parmaklık mevcuttur. Batı cephesinin güney kesiminde yer alan giriş açıklığı basık kemerlidir.
Kare planlı kütüphane, iç köşelere yapılan pahlarla kenarları eşit olmayan bir sekizgene dönüştürülmüş ve beden duvarları bitiminde köşeler yukarı doğru hafif eğim yaparak örülmüş, bu sayede kubbe yuvarlağına geçilmiştir. Duvarların, içte sıvalı ve boyalı olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır. Giriş açıklığı içte de basık kemerlidir. Güney duvarı üzerindeki yuvarlak kemerli iki pencerenin arasına, yarım daire kesitli, çeyrek küre şekilli bir kavsara ile örtülü bir mihrap yapılmıştır. Muhtemelen yapı işlevini yitirince bu dar alana mihrap eklenmiş olmalıdır. Mihrap nişi, Batılılaşma döneminde sıkça uygulanan iki yana açılmış perde motifi ve perdeden sarkan püsküllerden oluşan bir süslemeye sahiptir. Yapıda, kuzey duvarında üç, doğu ve batı duvarlarında birer, köşelerde birer olmak üzere toplam dokuz adet, dikdörtgen kesitli dolap nişi bulunmaktadır.
Kütüphanenin inşa kitabesi yoktur. Kütüphane, bölge halkı tarafından Medreseönü Kütüphanesi olarak tanınmaktadır. Kaynaklarda, Ali Bey Camii Kütüphanesi adıyla geçen ve Hacı İsmail Ağa tarafından 1285 (1868-1869) yılında yaptırılan bir kütüphaneden söz edilmektedir. (1) Ali Bey Camii’nin tanıtıldığı bir kaynakta ise caminin ilk banisinin bilinmediği, bu adın sonradan Çankırı mütesellimi Ali Bey’in buraya eklediği bir medrese ve kütüphaneden dolayı kullanıldığı belirtilmektedir. (2) Kütüphane, Ali bey Mahallesinde yer almakta ve Ali Bey Camii oldukça yakınında kuzeybatısında bulunmaktadır. Muhtemelen kaynaklarda adı geçen Ali Bey Camii Kütüphanesi, halkın Medreseönü adıyla tanıdığı bu kütüphane ile aynı olmalıdır. Ancak kütüphanenin kurucusu Ali Bey mi, yoksa Hacı İsmail Ağa mı? Bunu söylemek güç görünmektedir. Ya Ali Bey tarafından yaptırılan kütüphaneye Hacı İsmail Ağa kitap vakfetti, ya da tersi bir durum söz konusudur. Bu kişiler hakkında herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Kaynaklarda verilen tarih, kütüphanenin mimari özellikleri dikkate alındığında uygun düşmektedir. Dolayısıyla kütüphanenin XIX. Yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiğini söylemek mümkün görünmektedir.
(1) Ş. Emsen “Osmanlı İmparatorluğu Devrinde” IX/1-2, sayfa 32, A. Ötüken ,a.g.m, sayfa 167; İ. E. Erünsal “Osmanlılarda Kütüphane” sayfa 167, XI,713.
(2) B.Eroğlu kütüphaneyi tanıtmakta ve XVII Yüzyılda yapıldığını tahmin ettiğini belirtmektedir.