Muzaffer Doluca ismiyle edebiyat dünyamıza girdi

Muzaffer Hacıhasanoğlu 1924 yılında Çankırı'da doğdu. İlköğretimini Kalecik'te, Orta öğretimini Ankara Gazi Lisesi'nde, yükseköğrenimini de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamladı (1948).

1961 yılına kadar çeşitli il ve ilçelerde dâhiliye mütehassısı olarak çalıştı; sağlık merkezi hekimliği, sıtma savaşı hekimliği ve hükümet tabipliği yaptı, mesleğini bir süre de Ankara'da serbest olarak sürdürdü. 

1973 yılında Malatya Sosyal Sigortalar Hastanesi'ndeki görevinden emekliye ayrıldı.

Hacıhasanoğlu, başta öykü ve roman olmak üzere edebiyatın birçok alanında ürünler verdi. Doktor olarak görev yaptığı köy ve kasabalarda yaşayan yoksul Anadolu insanının hayatlarını çok iyi gözlemleyip, toplumcu gerçekçi açıdan ele alarak yazdı.

Genel olarak klasik öykü anlayışına bağlı kalarak, romanlarında ve öykülerinde toplumsal sorunlara ağırlık verdi; "kasaba insanının bireysel sorunlarını, aile ve toplum ilişkilerini abartıya kaçmadan ve sübjektiflikten uzak" bir dille kaleme aldı.

Selim İleri “Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri” adlı yazısında(1) onun için “Kasaba insanını içli bir sesle anlatan Hacıhasanoğlu kasaba insanlarının acılı üzünçlü serüvenlerini işliyor. Sessiz, durgun, dönüp baktığımızda aynı tadı veren öyküler bunlar” tanımlamasını yapıyor.

Edebiyat dünyasına 1943 yılında Necip Fazıl Kısakürek'in bir döneme damgasını vuran Büyük Doğu Dergisinde Muzaffer Doluca imzasıyla yazdığı şiirle adım attı.

Varlık dergisinde yayınlanan ilk öyküsü “Bir Fotoğraf Canlanıyor” edebiyat çevrelerince ilgiyle karşılanmıştı. Muzaffer Doluca imzasıyla İstanbul dergilerinde şiirleri yayımlanırken, 1947'den sonra öykü ve gazetelerde günlük bölümler halinde romanda yazmaya başladı...

Eller adlı öykü kitabıyla 1980 TDK öykü ödülü kazanan Muzaffer Hacıhasanoğlu, 19 Ocak 1985 yılında öldü.

Yazarın Öykü Kitapları:

Bir Tesbih Tanesi (1951), Bu Dağın Ardı (1954), Eller (öyküler (1979), Trenler Yine Gidiyor (1982), Dağ Başındaki Ölü (1983)

Romanları: Kasaba Kadınları, Evlerde Sevgi Yoktu, Tatsız Dünya, Emin Efendi.

 

(1)   Türk Öykücülüğü Özel Sayısı, Türk Dili Dergisi, 1975

"Kasabamız, ortasındaydı Anadolu'nun. Uslulara göre dünyanın en güzel yerlerinden biriydi. 'Küçük Paris'ti onlara göre. Şehir deyince akıllarına Paris geliyordu. İçlerinden onu gören yoktu ya. Övündüğümüz bir kalesi vardı kasabamızın. Her biri bir vuruşta karşısındakinin kalkanını parçalayabilen yiğitlere sahip bir bey yaptırmıştı bu kaleyi. Evler kalenin etrafından yavaş yavaş çayırlığa doğru inmeye başlamıştı benim çocukluğumda. Evlerin çoğunun üstü toprak damlarla kaplıydı. Bu toprak damlı evlerin arasında kiremitle örtülü olanlar da vardı. O evlere imrenerek bakardım.” 

Evlerde Sevgi Yoktu (sf:11)