Babamın sebzeci olmasından dolayı çocukluğumun yaz ayları Sultan Süleyman Camii etrafında geçmiştir.
Çarşamba Pazarı Cami’nin üst tarafına kurulur ve ara sokaklara kadar yayılırdı. Şu an gaz bayiliği yapılan yerde yine işyerleri vardı. İlimizin toptan ve perakende sebze işini yapan “Koç” ve “Güller” isimli firmaların dükkanları yan yana idi. Rahmetli Şaban Koç’un dükkanının yan  tarafında Rahmetli Çarıkcı Osman Amca vardı. Yine bu dükkanların karşısındaki binanın üst katında CHP İl Teşkilatı bulunmakta idi. 
 
Çarıkçı Osman Amca iyi bir CHP’li ve günlük olarak İl Teşkilatına uğramayı da eksik etmeyen bir partili idi.  Babam yazları karpuz toptancılığı ve perakendeciliğini Osman Amca ile birlikte onun  dükkanında yaparlardı.  Osman Amca yaz olması dolayısı ve yaptığı iş nedeniyle ceketini dükkana çıkarır öyle çalışırdı. Ancak ne zaman partiye çıksa ceketini giyip öyle çıkardı. Osman Amca tam bir Osmanlı beyefendisiydi.
 
Şaban Koç Amca’nın cebinden kırat rozeti hiç  eksik olmaz ve Osman Amca’nın görmediği bir anda kırat rozetini onun ceketinin bağrına takıverirdi. Osman Amca ceketini giyer ve farkında olmadan kırat rozeti ile CHP binasına çıkar ve orada bulunan arkadaşları ne o Osman Bey ne zaman Adalet Partisine geçtin derler ve rozeti gösterirlerdi. Osman Amca bir hışımla aşağı iner,  ama asla kalp kırmadan Şaban Amca’ya serzenişte bulunurdu. İnsanlar hangi partili olursa olsun birbirlerinin kalplerini kırmazdı. Komşuluk ilişkileri ve dostluklar bugün ki gibi özünü yitirmemişti. Her şey para değildi. İnsanlar paraları ile övünmezdi. İnsanlıkları ön planda idi. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır sözü onların hayat felsefesi haline gelmişti. Düşenin üzerine tekmenin vurulmadığı bilakis elinden tutup kaldırıldığı yıllardı.

Sultan Süleyman Camimizin önünde Şadırvan vardı. Bu civardaki esnaflar ve sakinler su ihtiyaçlarını Caminin önünde akan çeşmeden ve şadırvandan temin ederlerdi. Ne zaman Kastamonu İlinde Nasrullah Camisine gitsem caminin önündeki Şadırvan ve etrafındaki kuşlar dikkatimi çeker. Şadırvansız cami bana balkonsuz ev misali geliyor. İnşallah restorasyona alınan Büyük Camimize yakışacak bir şekilde bir şadırvan yapılır düşüncesini taşıyorum.

Ne Olacak Bu Kiracının Hali ?

En büyük problemimiz konut yetersizliği ve bunun getirdiği ev kiralarının yüksekliği. Bu konuda vatandaşla yüz yüze konuşuyorum. Büyük bir çoğunluğunun ortak görüşü şöyle;

Üç beş müteahhit’in eline kaldık.

Toki’nin çalışmaları çok yetersiz bulunuyor. Bu konuda diğer illerden örnekler veriliyor. Hatta birilerinin bu işi engellediği düşünülüyor. Benden söylemesi… İsteyen kamuoyu araştırması yaptırabilir.

Fatih Sultan Mehmed’in Halası Sultan Hatun ;

Fatih Sultan Mehmed’in halası Sultan Hatun’un ve eniştesi Kasım Bey’in kabrinin İlimizde olması hiç şüphesiz İlimiz açısından önem arz etmektedir. Doğma büyüme bir Çankırı’lı olarak ben bu kabirlerin Çankırı İmaret Camisi avlusunda bulunan kabirlerin içinde olduğunu 35’li yaşlarımda öğrendim. Şu an bile bir çok hemşerimizin bundan haberdar olduğunu düşünmüyorum. Kastamonu inanç ve tarih turizmini iyi değerlendiriyor. Bu konuda son yıllarda bazı gayretler gösterilse de bana göre çok yetersiz. Turizm Müdürlüğümüzün Belediye Kültür Müdürlüğü ile ortak bir çalışma yaparak geniş kitlelere ulaştırması gerekmektedir.

Bizi biz yapan değerlerimizin, örfümüzün, geleneğimizin unutulmaya yüz tuttuğu bu günlerde bu değerlere sahip çıkılması geleceğimize ışık tutacaktır.

Şehrimizi temiz tutalım…

Çankırı Postasında ilk yazdığım günlerde de belirttiğim gibi yine kaldırımlara ve sokaklara tükürmeler devam ediyor. Temizliği imanın yarısı sayan bir dinin mensupları olarak bunu yapanları kınıyoruz.