2013-2014 eğitim ve öğretim yılına girmiş durumdayız.
Milli Eğitim milli olmaktan çıkmış…
Öğrenciler birer yarış atı, koşturdukça koşturuyorlar.
Çanakkale ruhu mu? dediniz.
Bu ruhu öğrenciye verecek bir eğitim sistemimizin olduğunu düşünmüyorum.
İki yıl milletvekilliği yapan herkesi ömür boyu besleyeceğimiz…
Maaşlarını Avrupa’daki vekillerle kıyaslayan Meclis Başkanına; Avrupa’daki emekli maaşları ne durumda diye soramadığımız…
3 milyona yakın emeklinin 200 lira zam için 15 ay beklediği...
Milletvekillerimizin 15 saniyede kendilerine zam yaptığı bir ülkede Çanakkale ruhundan bahsedemezsiniz.
Şimdi de okul tabelalarını değiştirip bütün okulları Anadolu veya Fen Lisesine çevirdik.
Ameliyatlık hastaya aspirin tedavisi gibi….
Tabela ile okul statüsünün değiştirildiği bir ülke haline geldik.
Müdür odasından bozma derslikle, vekil öğretmenlikle bu işlerin yürümeyeceği belli değil mi?
Halkın cebinden dershane parası çıkmasın diye olmadık, olmayacak yöntemlere başvuruyoruz.
Merdiven altı üretim diyorlar ya…
Alın size merdiven altı, kayıt dışı bir eğitim sistemi...
Her Milli Eğitim Bakanı değiştikçe sınav sistemi de değişiyor. Böyle bir eğitim sistemi ne kadar sağlıklı…
Bu eğitim sisteminde yavrularımız deneylik kobay haline geldi.
Hükümetimiz her şeyden önce bankaların yaptığı vurgunlara dur diyerek tüketicilerin yanında yer almalıdır. Söylemler eyleme dönüşmelidir.
Yaklaşık dört yıldır Tüketici Kanunu yenilenecek, esnafı koruyacak perakende yasası çıkacak diye bekliyoruz.
Milletten gücünü alanlar, milleti için çalışmalı…..
10 yıl önce Çankırı Belediyesi önündeki meydanda yapılan simit hesabı unutulmamalı…