Bugün sabah iş yerine giderken doğalgaza geçmeyen binaların gökyüzünü kirleten baca dumanları dikkatimi çekti.
Mutfaklarında doğalgaz ucuz diye kullanan bina sakinlerinin temiz havamızı kirletmeye hakları var mıdır.
Bu vilayetin çevremiz ile ilgilenen kurum yetkilileri niçin havamızı kirleten bu apartmanlara sessiz kalmayı tercih ediyorlar.
Bir yere doğalgaz hizmeti geldiği zaman o yerleşim yerinde bulunan konutların doğalgaza geçme zorunluluğu yok mudur?
Eğer böyle bir uygulama var ise, niçin uygulama yapılmaz..
Halkın sağlığından daha önemli olan bir şey varda biz mi bilmiyoruz.
Dumansız hava sahasına sonuna kadar evet…..
Kalorifer bacalarından çıkan kuruma, havamızı kirleten simsiyah dumana da sonuna kadar hayır diyoruz. Eğer kul hakkına da giren tarafı da varsa iki kuruş için halkın sağlığını tehlikeye atan ve göz yumanlara hakkımızı helal edelim mi? Siz ne diyorsunuz…
******
Atapark karşısında bulunan traktör bayiliği yapan arkadaş lütfen firmanıza ait o kamyoneti yolun ağzına park ederek insanların karşıya geçişini engellemeye çalışmayın. Yolu kapatarak yanlamasına park yapmayı ilk defa sizde gördüm.
Çankırı halkı bu kadar duyarsız değil.. Kaldırımları boş geçtik, yolları da işgal etmeyelim..
******
Gül Çocuk Gündüz Bakımevi bir çift sözde size söyleyeceğim. Elimde şikayet dilekçesi var. İnsanların işsizliğinden yararlanarak, insanları 10-15 gün çalıştırıp sonrada işten çıkarıyorsunuz. Çalıştığı zaman sürecindeki ücretini istediğinde de bu bir deneme süresi deyip parasını ödemiyorsunuz..
Bu dünyanın bir de ötesi var. İpin hesabını veremeyen hamal hikayesini benden daha iyisini bilirsiniz. Herkes er geç Büyük Cami’nin önündeki musalla taşına gelecek… Ona göre hareket edin.. Kul hakkı ile öbür dünyaya gitmeyi düşünmeyin…
Benden söylemesi…
İsterseniz Çankırı Müftülüğünü bir arayın da şu icat ettiğiniz deneme süresinde çalıştırdığınız insanlara ödemediğiniz alın terinin fetvasını bir sorunda ona göre kul hakkını yeyin…
Afiyet olsun…
Dersaneler
Hiç kimse isteyerek para verip te çocuğunu dersaneye göndermez. İktidar büyük ölçüde sağlıkta gösterdiği performansı eğitimde gösterememiştir. Milli Eğitim eğitim olmaktan çıkmış adeta Milli Eğitim Bakanlarının deneme tahtasına dönmüştür.
Duyduk duymayın demeyin.. Padişahımızın fermanını okuyorum… Dersaneler kapatılacakkkkkkk.
Ben adı kapatma olan o cümleye son derece karşıyım. Birazda allerjim var desem yalan olmaz.
Şiir okudu diye Sayın Başbakan’ı cezaevine yollayan zihniyete tepki olarak bu millet onu bağrına bastı. Yasakçı zihniyete meydan okuduğu için halk her seçimde oyunu yükselterek destek verdi.
Şimdi aynı kategoride yer almak Sayın Başbakan’a yakışır mı?
Bence yakışmıyor.. Ama Başbakan birileri tarafından yanlış yönlendiriliyor.
Bazı gazetelerdeki yazarlar tetikçiliğe soyunmuş…
Hizmet hareketi geçmişte şunu yaptı, bunu yaptı…
Kardeşim diyelim ki senin dediklerini doğru kabul edelim.. Bu sana dersane kapatmada haklı bir gerekçe oluşturur mu?
Dersanelerde çalışan binlerce öğretmenin, hizmetlisinin, aşçısının işsiz kalmasından zevk mi alacaksın.
Nihayetinde buralarda çalışanlar hepimizin ya yakını ya da evlatları… Rusya’dan mı? geldi bunlar..
Bir de bunun eğitim boyutu var. Yarın Anadolunun en ücra kasabasında bir çocuk üniversiteyi kazanamadığında “dersane olsaydı kazanırdım” derse ne cevap vereceksiniz.
Anavatan Partisi döneminde bir genç Çankırı İl Başkanı olan Ali Çiftci’ye (Kırıttım Ali) iş için gider o da belli miktarda bir para ister. Genç parayı veremez tabi işede giremez. Belli bir zaman sonra Ali Çiftci milletvekili adaylığı için o gencin köyüne yolu düşer. Konuşmasını yaparken genç milletin içinde başından geçeni Çiftçi’ye söyler. O da hiç istifini bozmadan ah evladım keşke parayı verseydin, şimdi burda olmazdın der.
Peki siz ne diyeceksiniz. Keşke özel okulda mı okusaydınız diyeceksiniz?
60 bin öğretmeni ek ders ücreti ile çalıştıracak sınız…
Bu öğretmenlere kadrolu öğretmenin 3’te 1’i kadar maaş ödeyeceksiniz…
Eğitim de 65 ülke arasında 45. Sırada yer alacaksınız…
Hiçbir alt yapısı olmadan, oldu bittiye getirip dersane kapatma hangi çağdaş ülkede gerçekleşebilir. Olsa olsa üçüncü dünya ülkelerinde ve kominizim ile yönetilen ülkelerde gerçekleşebilir.
Dersanelerin doğu vilayetlerinde eli kanlı terör örgütlerinin hedefi haline geldiğini asla unutmamalıyız.
Gerekli tedbirleri almadan dersaneleri kapatmak en çok terör örgütlerini memnun edecektir.
Haklı bir talep karşısında demokratik tepkisini gösteren insanlara yapılan hakaretleri görünce;
Karanlığın aydınlığı bastırması gibi…
Güçlünün zayıfı ezmesi gibi…
Güç bende o zaman haklı benim demesi gibi…
Güç ve çıkarı görünce…
Bir de karanlığa tabi olmakta yarışanlar var…
Karanlığa aydınlık diyen sivil toplum örgütleri hayalimde belirdi…
Sonra islam tarihinden kesitler gözümde canlandı…
Hz. Ali Efendimize islamı yaşamıyor diye yorum yapan ve hayatına kast eden Hariciler aklıma geldi…
Hz. Ali Efendimiz’e ağır hakaretler içeren hutbelerin verildiği mescitler..
Mescidlerde sırf sen şunun tarafısın diye kılıçtan geçirilmiş Müslümanlar ve iniltiler üzerinde sofra kurmuş yemek yiyen müslüman komutanlar hatırama geldi..
Tüm bunlar hafızamda canlanırken tetikçilik yapanlar görevini yapıyor diye içimden geçti.
Elbette dün olduğu gibi bugün de hariciler eksik olmayacaktır.
Ömrünü eğitime harcamış insanlara atılan çamurlar eminim bir gün kendi yüzlerine yapışacaktır.