Matbaacılıkta el çabukluğu ve emek gerektiren eski baskı yöntemleri, dur durak bilmeyen teknolojiye yenik düşerek, tarihe karışıyor.
Hurufat denilen; “kurşun, antimon ve kalaydan” kimi zaman da, “bakır alaşımından” dizgi dökümü için kullanılan harfler tek tek el ile dizilerek hazırlanan kalıplarla yapılan tipo baskı da artık Anadolu’da bile sayılı matbaada kullanılıyor.
Çankırı’nın bu yıl 14 Nisanda 58 yaşına girecek yerel gazetesi Doğruyol’da yayın hayatını tipo baskı ile sürdürüyor.
…
1973 senesinde Sarıbaba’da tedrisata başlayan Atatürk Ortaokulunda 3. Sınıf öğrencisi iken, yazmış olduğum “Ağaç” kompozisyonu Orman Bakanlığınca 1. Seçildi.
O kompozisyon dönemin yerel gazetelerinde yayınlandı ve akabinde rahmetli Mustafa Hoşafcıoğlu ile tanıştım. Yazım çok hoşuna gitmişti, sıcak ve uzun bir sohbetin ardından benden yazmaya devam etmemi ve bu yazıları Doğruyol Gazetesinde yayınlamak istediğini söyledi.
İlk yazım 4 Mayıs 1973’te yayınlandı Doğruyol Gazetesinde. Yazılarımı İmaret’teki Doğruyol Gazetesine her götürdüğümde Mustafa Abi orada olur, beni sevgiyle karşılar ve ikram da bulunurdu. Onun tavsiyelerini can kulağıyla dinlerdim bu esnada…
Eğer bugün yazdıklarım okunuyorsa; bunu rahmetli Mustafa Hoşafcıoğlu’na borçluyum.
Zımba, cızbız ve son olarak ta Eğrisiyle Doğrusuyla
…
Doğruyol Gazetesinin tipo baskıya has kokusunu teneffüs ederek; İrfan Hoşafcıoğlu’dan babası için kaleme alacağım yazı için bilgi ve fotoğraflar istiyorum. Kısa cümlelerle anlatıyor babasını:
Adına türkü yakılan “güzellerin yolu” İmaret, Çankırı tarihinde önem taşıyan bir mevki.
Matbaasıyla aynı adı taşıyan Doğruyol Gazetesi, İmaret’in kesintisiz hizmet veren en eski iş yeri ve Çankırı’nın en uzun ömürlü yerel gazetesi
Doğruyol’un kurucu sahibi rahmetli Mustafa Hoşafcıoğlu, gazetesine verdiği isim gibi hep doğru bir çizgiden yürüdü yayın hayatı boyunca…
Ağırbaşlı, dürüst, düzgün, samimi ve
Borca, harca gitmeden; kendi yağıyla kavrularak; kimseye eğilip, bükülmeden
… Yayın hayatı boyunca gazetecilik ilkelerinden ödün vermediğini ve objektif gazetecilikle anlayışıyla hareket ettiklerini belirten Hoşafçıoğlu,
Tamamen memlekete hizmet amacı güttü ve yayın politikası daima Gazetenin başlığının altında yer alan “Hakka Hakikate Doğru” ilkesine sadık kaldı.
Türkçesi çok düzgündü, çok temiz ve şık giyinirdi. Cemiyetçiydi dostlarıyla bir arada olmayı severdi… Şaibesiz, borçsuz, yağıyla kavrulan bir insandı.
…
Mustafa Hoşafcıoğlu 1919 doğumlu. Ailenin 3 erkek çocuğunun en büyüğü. Kardeşleri Hürrem ve İsmail.
Babası Lokantacı Ahmet Bey, Çankırı Merkez Helvacılar ailesinden.
Annesi Huriye Hanım Ilgaz merkez Bayramlar’dan.
Eşi Şerife(Meliha) hanımla 1942 yılında evlenmiş.
Bugün ayakta olmayan, Büyük Cami’nin üzerindeki Cumhuriyet İlkokulu mezunu.
İlk gençlik yıllarında, İstanbul’da dabaklık yapmış; o günlere ait hatıra fotoğrafını İrfan Beyin albümünden yazımıza taşıyoruz.
Çankırı Valilik binasında bulunan İl Matbaasında Enver beyin yanında ilk olarak matbaacılığa adım atıyor. Matbaacılığı İl matbaasında öğrendikten sonra da kendi matbaasını Tuzcular Arastasında bir dükkânda açıyor.
1941-1944 yıllarında askerlik yapıyor.
Doğruyol Gazetesi, Avukat Hüseyin Alpoğuz’un fikri teşvikiyle 14 Nisan 1956 ‘da yayın hayatına bugünkü yerinde başlıyor.
O dönem Çankırı’da Muazzam Alpaslan’ın (Yeni Çankırı) , Lütfiye Yazan’ın (Çankırı), Devrim Kadir Korman’ın da (Devrim) gazetesi yayınlanıyor.
Çankırı’nın tarihini yazan Doğruyol Gazetesi Mustafa Hoşafcıoğlu’nun aramızdan ayrılması sonrası ilk önce eşi Şerife Hoşafcıoğlu’nun sahipliğinde, daha sonra oğlu İrfan Hoşafcıoğlu’nun sahipliğinde 3 çalışanıyla yayın hayatını sürdürüyor.
Mustafa Hoşafcıoğlu sarı basın kartı sahibi.
O dönemin gazetelerin Yazı İşleri Müdürlüğünü yapanların lise mezunu olması gerekiyordu, bu nedenle İhsan Ülker bu görevi üsleniyor.
Mustafa Hoşafçıoğlu, İhsan Ülker, Halit Emekli üçlüsü İhsan Beyin manifaturacı dükkânında bir araya gelerek şehrin nabzını tutarlardı.
Mesleği lokantacılık olan Mustafa Turcan sonraları gazeteciliğe soyunur ve Güneş adıyla yeni bir yerel gazete çıkardı. Güneş gazetesinin başlığı altında “Güneş balçıkla sıvanmaz” yazısı vardı.
Mustafa Hoşafcıoğlu’nun köşesinin adı TAŞÇI idi…
Mustafa Turcan, İĞNECİ mahlasıyla yazıyordu.
Doğruyol’a yazanlar; Şakir Palancıoğlu, Tayyip Başer, Babam Tahsin Yılmaz, en büyük abim Mustafa Niyazi Yılmaz… Şener Alpoğuz…
Atilla Dengi Ankara’da öğrenci iken yazılarını trenle yollarmış…
Babamın hayatta olduğu yıllarda, okulu bitirdikten sonra mühendis olarak çalışma hayatına atılmayı düşündüm, o günkü şartlarda rahatlıkla bir devlet işine girebilirdim. Ancak böyle bir durumda Doğruyol gazetesinin kapanma ihtimali vardı. Benim için Doğruyol Gazetesinin o günlerde Türkiye’nin en çok okuna gazetesi Hürriyet kadar değeri vardı.
Babam bana” git”, ya da “gitme” demedi. Sessiz kaldı. Bu anlamda tercihi bana bırakmıştı, ben de kendi arzum ve onun gönlünü hoş tutmak adına kaldım. Çankırı’da kalarak, Doğruyol gazetesini 2. Kuşak olarak devam ettirmekten hiç pişmanlık duymadım.
Mustafa Hoşafcıoğlu 4 Kasım 1994 tarihinde vefat etti.
Babam Ankara’dan makine almaya gelmiş. Yahudi uyanık, İstihbarat yapmasın diye karanlıkta göstermiş makinayı. Kafasındaki makinayı alamamış. Kazanlı taş baskı makinası bu yüzden manen çok kıymetli.
Ateş, teknolojinin geldiği noktaya bakıldığında yaptıkları hizmetin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaparak "Doğruyol Gazetesi her yönüyle tarih kokuyor. Aynı zamanda gazetemizde 2 adet sarı basın kartı olan personel var " ifadelerini kullandı.
İrfan Hoşafcıoğlu Doğruyol’un geleceğine dair sorumuzu:
“Talip var, satın almak isteyen. Ortaklıkta söz konusu ama şu an için bir şey söyleyemiyorum” diye cevaplıyor.