Anadolu Basını’nın Çankırı’daki temsilcisi Doğruyol Gazetesi dile kolay, tam 57 yıldır hizmet bayrağını dalgalandırıyor…

Günlük yayın yoluyla kesintisiz bunca yıl ayakta kalmanın sırrını; “samimiyet, ciddiyet ve sevgi” olarak ifade eden İrfan Hoşafcıoğlu, “bu işi ticaret değil, hizmet amaçlı yapmanın bir neticesi olarak bugünlere geldiklerini” sözlerine ekliyor.

Gazetenin kurucusu Mustafa Hoşafcıoğlu’nun “İmaret ’in ve Çankırı’nın simge isimlerinden biri haline getirdiği Doğruyol’u” bugünde oğlu İrfan Hoşafcıoğlu sırtlıyor…

Ankara’da yüksek tahsilini sürdürürken, Doğruyol Gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de üstlenen İrfan Hoşafcıoğlu, Makine Mühendisi unvanıyla mezun olduktan sonra da tercihini mezuniyet dalında iş hayatına atılmak yerine, ailenin gözbebeği olan Doğruyol için kullandı.

İrfan Hoşafcıoğlu Doğruyol’u biraz geçte olsa sosyal medyaya taşımaktan mutluluk duyduğunu ancak tipo tekniğiyle de olsa günlük şehir gazetesi yayınlamanın keyfinin çok başka olduğunu vurgulayarak, şu açıklamayı yapıyor:

“Babamdan devraldığım manevi kıymetine değer biçilemeyecek Doğruyol bayrağını çok şükür indirmedik. Hür irademizle, bağımsız yayın yapıyoruz, kimseyle bir menfaat münasebetimiz yok. Herhangi bir siyasi yapıya dayansak sadece o dönem var olurduk. Kimseye dayanmadık, kimseye yamanmadık. Ayakta kaldık ve dik durduk.”

Hiçbir zaman Doğruyol gazetesiyle para kazanmak gibi bir düşüncem olmadı. Kırtasiye yoluyla gazeteyi destekledik. Gazetemizin manevi ışığı her zaman benim önümde oldu ve ben Doğruyol gazetesiyle özdeşleşerek bugünlere geldim.


57 yıllık yayın sürecinde Doğruyol’a birçok kıymetli kalem katkıda bulundu. İşte bu kalemlerden biri de yakın zamanda kaybettiğimiz değerli gazeteci büyüğümüz Şakir Palancıoğlu idi.

14 Ekim 1957 tarihli Doğruyol Gazetesinde ilk yazısını yayınlayan Palancıoğlu, 10 yıla yakın yazılarına devam etti…

Şakir Palancıoğlu İstanbul’da ikamet ettiğinde bile Doğruyol’a yazılarını posta yoluyla göndererek “Köşemden” başlığı altında yayınlamış ve memleketine olan ilgisini hiç kesmemiştir.

Şakir Palancıoğlu, Turgut Zincircioğlu’nun halaoğlu. Hala, dayı çocukları olunca Şakir Palancıoğlu’nu en iyi tanıyan ve dolayısıyla da en doğru anlatacak olan isim Turgut Abi.


Varolsun her zamanki içtenlikle Şakir Palancıoğlu hakkında bizleri bilgilendirdi. 

Turgut Zincircioğlu Abimizle yaptığımız görüşmenin notlarını paylaşayım:

Palancıoğlu Hacı Şakir Efendi, Dedem Zincircizade İsmail Efendi ile bir müddet ortaklık yapmış.

Ortaklık döneminde çocukları İhsan Palancıoğlu ile Mesrure Zincircioğlu’nu evlendirmişler.

Bu evlilikten kuzenlerim Ulviye Abla ve Şakir Abi dünyaya gelmiş.

Şakir Palancıoğlu 1929 doğumludur. Babası İhsan Efendi öldüğü için annesi halam Mesrure Hanım ve ablası Ülviye Hanım ile beraber anne tarafından dedesi olan Zincircizade İsmail Efendi’nin Çankırı’da ki evinde 1944 yılına kadar birlikte oturduk.


İlk ve ortaokulu Çankırı Taş Mektep ’de bitirdi.

İstanbul’a 1944’de gittiğimizde Nişantaşı Şişli Terakki Lisesine yazıldı.

Biz ailece Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin (1857 - 1916) Büyük Çamlıca’daki Sarayında 3 sene oturduk. Oturduğumuz yer Şakir Beyin okuluna çok uzaktı ve bu nedenle “leyli” yani yatılı okuyordu. Cumartesileri gelir, pazartesileri geri giderdi.

Liseden sonra Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine kaydoldu. Mezuniyeti sonrası Erzurum Aşkale’de Yedek Subay Tankçı olarak askerliğini yaptı.

Askerliği sonrası İstanbul’a döndü ve Sirkeci’de bulunan babadan kalma “Afyon Eskişehir Otel’inin” işletmesinin başına geçti.

Bu arada İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

Çankırı’da çıkan Kadri Korman’ın Devrim Gazetesi’ne 1951 yılında muhabir olarak İstanbul’dan yazılar yollayarak gazeteciliğe başlamıştır. Sonra da Doğruyol gazetesinde yazar olarak devam etti. Birçok gazete ve dergide yazıları yayınlandı. 1970’li senelerde İstanbul’da Kadın Mecmuası ve Çağdaş Türkiye Dergilerini çıkardı. Bu dergide Panorama köşesini de ben yazardım.



Sürekli Basın Kartı sahibiydi. Özellikle altmışlı ve yetmişli yıllarda yaptığı röportajlarla önemli gazetecilik başarılarına imza attı.

Âşık Veysel’le yakın dosttu. Âşık Veysel’i İstanbul’a geldiğinde otelinde misafir ederdi.

1953 senesinde de Kabataş Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapan Çankırılı şair Zeki Ömer Defne ile yakın dostu olan Âşık Veysel’i bir araya getirdi.

1957 yılında Emel Hanyalıoğlu hanımefendi ile evlendi. Bu evlilikten Alev isminde bir kızı dünyaya geldi. Alev hanım Çıntay Beyle evli olup, Mert isminde bir erkek evlatları vardır.



Şakir Abi 21 Ocak 2012 tarihinde 83 yaşında İstanbul’da hayata gözlerini yummuş, Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verilmiştir.



Fotoğraflar için Orhun Zincircioğlu Kardeşimize teşekkür ediyorum.