Duyduğum bir olay üzerine sizinle bir anımı paylaşıp ondan sonra olaya geçeceğim. Şehirlerarası bir otobüs seyahatinde eski Topkapı otogarına saat sabah 4: 00 da indik. O saatte araç bulmak zor olduğu için otogar camiine girdim, yukarı çıktım ve sabah namazını beklemek için uzandım. Uyuyakalmışım. Uyandığımda baktım birisi beni tekmeliyor. Hiddetle: “Kalk, camide uyunmaz!” dedi. Uyku sersemi neye uğradığımı şaşırdım. Kendimi toparlayınca beni tekmeleyen yaşlı adama: “Sen ne yaptığını zannediyorsun be adam! Camiyi kutsayıp Allah’ın eşrefi mahlûkatı alan bir insanı tekmeliyorsun! “ dedim. Ne demek istediğimi anlamadı. Yine: “Kalk, ezan okunuyor!” dedi. Kalkıp adamı ayağımın altına almamak için kendimi zor tuttum.
Şimdi zihnimde bir çocukluk anım canlandı. Sizin de çocukluğunuzda yabancısı olmadığınız bir anıdır. Ramazanda teravihlere anne babalarımızla birlikte gider, arka sıralarda birbirimizi güldürmek için şaklabanlıklar yapardık. Tabi yaşlı amcalardan da azar işitirdik. Yine böyle arkalarda bir arkadaşla hem namaz kılıp hem yaramazlık yapıyorduk. Selam verilir verilmez yaşlı bir amca gelip kulağımızdan tuttuğu gibi bizi camiden dışarı attı. Arkadaşla sözleştik. Caminin köşesine sinip bizi dışarı atan yaşlı amcayı taşa tutacaktık. Taşları hazırladık, caminin köşesine sindik. Adamı gördük, ama yanında çok sevdiğimiz, bizi gördükçe cebinden şeker çıkarıp bize veren, başımızı okşayan yaşlı bir amcamız var. Hem attığımız taş ona değmesin hem de ona karşı utancımızdan taşlama işinden vazgeçtik.
Gelelim hatıralarımı çağrıştıran olaya: Din kültürü öğretmeni bir arkadaşım anlattı: Bir camide imam ezan okunduktan sonra bakıyor ki, yaşlılar cemaat namazı kılmak için camiye doluşmuşlar. İmam, “Muhterem cemaat, Diyanet İşleri Başkanımızın talimatı var, korona virüsüne karşı tedbir olarak bir süre cemaatle namaz kılınmayacak! Bizden olan büyüklerimize, itaat farzdır. Allah, Nisa suresi 59. ayette: “Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ulu-l emre itaat edin,” diye emrediyor. Farz namazlarınızı evinizde kılabilirsiniz!” dedi ise de dinletememiş. Ellerinde bastonlarla, değneklerle imamın üzerine yürümüşler. “Bize namaz kıldıracaksın!” diye ısrar etmişler.
Akıl yaşta değil, baştadır. Farzı, sünneti, zor zamanlarda bizden olan büyüklerimize itaati bilmeyen, cemaatle namazın yasaklandığını zanneden yaşlılara ne demeli bilmem ki! Beni tekmeleyerek uyandıran, çocukları camiden kovanlar da bu yaşlılardır.