Çankırı Postasının “Sorunlarıyla Çözümleriyle ERGENLİK ÇAĞI” Kitabı Üzerine Pedagog Ali Çankırılı İle Röportajı
Çankırı Postası: Ergenlik ve gençlik çağının yaş sınırları nedir. Bir çocuk kaç yaşında ergenliğe, kaç yaşında gençliğe adım atar?
Ergenliğe geçiş yaşı ortalama 12-13, gençliğe geçiş yaşı da 19-20’dir. Ancak bu sınırlar çocuktan çocuğa bir-iki yaş farklılık gösterebilir. Kızlar erkeklere nazaran daha erken ergenliğe girer.
Çankırı Postası: Kitabınızda: “Bir ergen en güçlü baba mitini yıkmadan bağmışız bir kişilik kazanamaz” diyorsunuz. Ergen babayla çatışmadan bunu nasıl yapacak?
Çocuk okula başlayıncaya kadar “annem babam her şeyi bilir” düşüncesi vardır. Okula başlayıp öğretmeniyle tanışınca, “Annem babam her şeyi bilmiyormuş, bilselerdi okuma yazmayı da onlar öğretirdi” diye düşünmeye başlar. Böylece “Annem babam her şeyi bilir” miti yıkılmış olur. Ergenliğe geçen çocuk “Babam her şeyi bildiğini zannediyor, her şeyime karışıyor, hâlbuki ben de biliyorum, ben de düşünüyorum” demeye başlar. Buna kişilik ve kimlik arayışı” diyoruz. Ergenin bağımsız bir kişilik kazanabilmesi ve kendi ayakları üzerinde durması için, evden dışarı çıkması, arkadaşlar edinmesi ve baba otoritesini sorgulaması gerekir.
Çankırı Postası: Anne babalar, özellikle anneler, ergen için “Okulda ve arkadaşlarıyla yaşadıklarını bizimle paylaşmıyor” diye yakınırlar. Ergen neden anne babasıyla duygularını ve yaşadıklarını paylaşmaz?
“Çocuğum benimle okulda ve arkadaşlarıyla yaşadıklarını bizimle paylaşmaz,” diyen anne babaya “Oğlunuz/kızınız evin dışında yaşadıklarını sizinle paylaşmayı denemiştir. Siz onu dinlerken ya eleştirdiniz, ya suçladınız, ya da nasihat ettiniz; o da sizden eleştiri almaktansa anlatmamayı seçti. Siz nasihatin nesi kötü, diyeceksiniz. Size göre öyle. Kendinizi ergenin yerine koyduğunuzda böyle düşünmediğini göreceksiniz. Kaldı ki, ergenin de sizinle paylaşmak istemediği özel ve mahrem bilgileri olabilir. Onu üzgün ve düşünceli gördüğünüzde “Seni üzgün görüyorum. Seni üzen şeyi benimle paylaşmak istersen dinlemeye hazırım” diyebilirsiniz, ama anlatması için zorlamamalısınız.
Çankırı Postası: Kimi anne baba: “Biz çocuğumla arkadaş gibiyiz, bize her şeyini anlatır” diye övünür. Bu övünme gerçekçi midir? Ergen anne babasıyla arkadaş gibi olur mu, her şeyini anlatır mı?
Hayır, anne baba ergenle arkadaş gibi olamaz, ancak yaşıtı arkadaş olur. Hiçbir ergen 35-40 yaşında bir arkadaşı olmasını istemez. Ergenlik dönemi mahremiyet ve sır saklama dönemidir. Ergenin her şeyini anlatması gerekmez ve zaten anlatmaz. Odasına izinsiz girilmesinden, cebinin-çantasının ve eşyasının karıştırılmasından hoşlanmaz. Mesajlarının ve günlüğünün okunmasını kesinlikle istemez.
Çankırı Postası: Ergenliğe geçişte ders notlarında biraz düşme görülmesi normal midir? Ders notlarında düşme gören anne baba ne yapmalı?
Ergenlik dönemi, hızlı cinsel, duygusal, hormonsal ve fiziksel değişim dönemidir. Ergen bu değişime uyum sağlamaya çalışırken derslerinde biraz düşme olması ve ilgi alanlarının değişmesi normaldir. Anne baba biraz sabır ve anlayış göstermesi, ona güvendiğini ifade etmesi gerekir.
Çankırı Postası: “Çocuklarımız mutsuz ve başarısız olmasın” isimli kitabınızda başarılı ama mutsuz gençlerden bahsediyorsunuz. Başarılı bir ergen neden mutsuz olsun?
Mükemmeliyetçi ailelerde çocuktan ve dolaysıyla ergenden beklenti daima yüksektir. Ergen okul başarısı konusunda elinden geleni yaptığı ve yüksek notlar aldığı halde anne babayımemnun edemez. “Senden daha yüksek notlar bekliyoruz. Yeterince çalışsan daha yüksek notlar alabilirsin” derler. Ergen anne babanın yüksek beklentisine cevap veremediği için başarılı olduğu halde mutlu değildir.
Çankırı Postası: Ergenler üzerinde kötü arkadaşın etkisi nedir? Bir ergen bilerek kötü arkadaş seçer mi? Anne babaların “Çocuğum kötü arkadaşları kurbanı oldu, aslında o iyi bir çocuktu” demeleri ne kadar gerçekçi?
Hiçbir ergen bilerek kötü arkadaş seçmez. Arkadaş seçerken ortak noktaları bulunan, aynı düşüncede, ailesiyle aynı sorunları yaşayan, başarı ve başarısızlık düzeyleri benzer yaşıtlarını tercih eder. Terbiyeli, çalışkan, ailesi tarafından sevilen ve değer verilen bir ergen, okul başarısı düşük, küfürbaz, sık sık okuldan kaçak, internet kafelere takılan bir ergenle arkadaşlık yapmak istemez ve yapmaz. Bir atasözünde “Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim” der. Eğer bir ergen kötü arkadaş seçmişse, ergen ile ailesi arasında bir Çankırı Postasın ve iletişim eksikliği var demektir. Aile ergeni ve arkadaşını suçlamak yerine “Biz nerede hata yapıyoruz?” sorusunu sormalı ve cevabını aramalıdır.
Çankırı Postası:
Çocuk ve dolaysıyla ergen ailenin aynasıdır. Ergene baktığımızda aileyi görürüz. Çünkü ergen o ailenin eseridir. Bir ergenin davranışlarını ve arkadaşlarını gözlemlediğimizde ailesi hakkında doğruya yakın bir kanaat ediniriz. Kötü arkadaşlar ve zararlı alışkanlıklar birer sonuçtur. Bizim için sonuca götüren süreç önemlidir. Süreci takip ettiğimiz zaman aileye ulaşırız. Aileyi tanımadan ergeni tanıyamayız. Kötü arkadaş ve zararlı alışkanlıklar büyük ihtimalle, bilerek veya bilmeyerek, ailenin yanlış tutumunun bir sonucudur.
Çankırı Postası: Bazı ergenler, aileden aldıkları terbiyenin ve soya çekimin etkisiyle kibar ve yumuşak huylu oluyorlar. Bu ergenler kaba ve saygısız ergenler tarafından “Süt çocuğu, ana kuzusu, ufaklık, kibarcık” gibi sataşmalı sözlerle alay konusu olabiliyor. Akran sataşmasına maruz kalan ergenlere anne baba nasıl yaklaşmalı?
Akran sataşmasına ve baskısına maruz kalan iyi aile terbiyesi almış ergen, o yaşlarda başkalarının gözüyle nasıl göründüğünü önemsediği için bundan etkilenecek ve üzülecektir. Önemli olan bu üzüntüsünü anne babasıyla paylaşıp paylaşmadığıdır. Ailesiyle paylaştığı zaman anne baba: “Önemli olan onların seni nasıl gördüğü değil, senin kendini nasıl gördüğündür. Biz senden memnunuz ve seni seviyoruz. Bizim için çok değerlisin” demeli ve şu tavsiyede bulunmalı: “Seninle alay ettikleri zaman üzüntü ve kızgınlık belirtisi gösterme. Üzülür ve kızarsan alay etmeye devam edeceklerdir. Cevap verme, onları muhatap alma, gülümse ve yoluna devam et.”
Çankırı Postası: Bir ergen anne babasına “Ben artık çocuk değilim, bana karışamazsınız” diyebilir mi? Böyle diyen bir ergene anne baba nasıl davranmalı?
Ergenin bağımsızlık arayışları sırasında anne baba ile çatışmaya girebilir. “Bu yaptığınız haksızlık” diye itiraz edebilir. Kuralları sıkıcı bulabilir. Bunların hepsi normaldir ve zamanla geçecektir. Ancak saygısızlık derecesinde anne babayı eleştirmesi, kafa tutması ve aşağılaması normal değildir. Anne baba ergenin kendisini aşağılamasına ve serserilik yapmasına izin vermemeli; davranışlarına sınır koyarak tepkisini belli etmelidir.
Çankırı Postası: Ergenlerde moda ve marka takıntısının kişilikle ilgisi var mıdır? Bir ergen neden modaya uyar ve marka giyinmek ister?
Ergenin arkadaşlarından etkilendiğinin en belirgin göstergesi moda ve marka özentisidir. Anne babaya göre bir ergenin dizleri birkaç yerinden yırtık blucin giymesinin veya erkeğin küpe katmasının bir mantığı yoktur. Onun içindir ki anne babalara “Ergenin davranışlarında mantık aranmaz” diyoruz. Bize göre Çankırı Postasın bir ergenin modaya uyması veya marka giyinmesi değildir. Bizim için şu üç gösterge önemlidir:
v Ergen derslerinde ne kadar başarılıdır? Kendisine verilen bir işi ne kadar iyi yapıyor?
v Ergen ailesiyle ne kadar iyi geçiniyor? Ailesi ondan ne kadar memnundur?
v Ergen arkadaş seçiminde ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde ne kadar başarılıdır?
Bu üç göstergede iyi olan ergenden korkmamalı, anne baba moda ve markaya fazla takılmamalıdır.
Çankırı Postası: Ergenlerde boy, kilo ve fiziksel görünüş neden önem kazanır? Anne baba boy ve kilo takıntısı olan ergene nasıl davranmalı?
Her ergen başkasının özellikle karşı cinsin kendisini nasıl gördüğünü merak eder. O zamana kadar arkadaşlarının kendisine “sıska, şişko, gözlük, sırık, kepçe kulaklı, pinokyo” demelerinden fazla rahatsız olmaz. Ancak ergenlikte aynı takma isimle çağrılmaktan hoşlanmaz, bunu takıntı haline getirebilir. Bir kız ergen annesine “burnum çok uzun estetik ameliyat olmak istiyorum” diyebilir. Çünkü arkadaşları “burnun çok uzun” demişlerdir. Anne baba böyle durumlarda ergeni dinlemeli, eleştirmemeli, huy güzelliğine ve başarılarına vurgu yapmalıdır.
Çankırı Postası: Kitabınızda ergeni en çok kızdıran şeylerden biri de ‘Ben senin yaşındayken…” diye başlayan nasihat ve nutuklardır, diyorsunuz. Nasihatin nesi kötü, ergen neden nasihatten hoşlanmaz?
Psikolojide bir kural var. Birine bir söz söylerken niyetiniz çok önemli değildir, karşıdakinin bu sözden ne anladığı önemlidir. Ergen, nasihat eden anne babanın kendisini aptal yerine koyduğunu, çözüm bulma yeteneğine güvenmediklerini düşünür.
Çankırı Postası: Ergen kızlar neden anneyle çatışır? Ya da şöyle soralım: Anne neden ergen kızıyla çatışır?
Gerçekte anneyle çatışan genç kız değildir. Genç kızla çatışan annedir. Anne, kızının artık büyüdüğünü, kendisine ihtiyacı kalmadığını, her işin üstesinden geldiğini gördükçe kendi kontrolünden çıktığını düşünür. Yaptığı işi beğenmeyerek, eleştirerek kendisine ihtiyacı olduğunu belli etmeye çalışır. Araştırmalar genellikle babasıyla arası iyi olan kızların anneleri tarafından eleştirildiği gösteriyor. Baba: “Kızım bana bir kahve yapar mısın?” dediğinde anne pabucunun dama atıldığını düşünür, farkında olmadan genç kızla babanın yakınlığını kıskanır, yaptığı işi, sınavlardan aldığı notu beğenmeyerek, arkadaşlarını ve giydiği kıyafetleri eleştirerek babanın gözünden düşürmeye çalışır.
Çankırı Postası: Bazı eğitimcilerin “kuşaklararası çatışma” adını verdikleri ergenle anne baba arasındaki çatışma normal midir, mutlaka yaşanması gerekir mi?
Ergenle anne babanın, müzik, moda, ekonomi, siyaset ve dünya görüşü gibi konularda tartışması gayet normaldir. Çünkü zaman değiştikçe sözünü ettiğimiz bu değerlerde de değişmeler olmaktadır. Dedelerin ve yaşlı anne babaların zamanında renkli televizyon, cep telefonu, bilgisayar ve internet yoktu. Moda ve marka bu kadar yaygın değildi. Eski kuşakların bu modern hayatı eleştirmeleri ve gençlerle tartışmaları gayet doğaldır. Gençler de kendilerini savunurken, bazen fazla ileri giderek aile büyüklerini ve anne babaları geri kafalılıkla suçlayabiliyor.
Ancak her gencin aile büyükleriyle çatıştığını söyleyemeyiz. Karşılıklı sevgi ve saygının yaşandığı, gençlerin terbiye sınırları içinde duygularını rahatlıkla ifade edebildiği ailelerde olumsuz anlamda kuşaklararası çatışma pek yaşanmaz.
Çankırı Postası: Kitabınızda: “Ergenin davranışlarında çoğu zaman mantık aranmaz. Mantık dışı davranışlar mantık kullanarak çözülemez” diyorsunuz. Bu ifadeleri biraz açar mısınız?
Ergen, geçirmekte olduğu hızlı fiziksel, hormonsal ve duygusal gelişmeye ayak uydurmaya çalışırken inişli çıkışlı bir ruh hali göstermektedir. Annesi nasihat ederken “bu evde yaşanmaz” diyerek öfkeyle kapıyı vurup çıkan bir ergen iki saat sonra geri gelip annesinin boynuna sarılabilir “Anneciğim seni çok seviyorum” diyebilir. Anne: “Hangisi benim gerçek çocuğum? Beni dinleme sabrı göstermeden kapıyı çarpıp giden mi; yoksa boynuma sarılıp seni çok seviyorum diyen mi?” Biz: “ikisi de senin çocuğun” diyoruz. Anne bu iki davranışın birbirine zıt olduğunu, annesini seven bir çocuğun kapıyı vurup gitmemesi gerektiğini düşünür. Annesinin bu mantık yürütmesi doğru gibi görünse de ergenin ruh haliyle örtüşmediği için Çankırı Postasınu çözmede bir işe yaramaz.
Çankırı Postası: Ergenler genellikle küçük kardeşleriyle geçinemezler. Ergen neden kardeşleriyle geçinemez, kardeş kavgalarının sebebi nedir?
Kardeş kavgalarını tırmandıran çoğunlukla anne babanın hatalı tutumudur. Anne baba kardeş kavgalarında büyüğün küçüğü ezdiğini düşünerek küçüğe sahip çıkması, büyüğe “Sen ağabeysin/ablasın, kardeşini idare et” demesi büyüğü kızdırır. Anne babanın küçüğü koruduğunu, dolaysıyla onu daha çok sevdiğini düşünür. Bunun acısını kavga sırasında canını acıtarak kardeşinden çıkarır. Anne baba kardeş kavgalarına karışmamalı, taraf olmamalı, şiddet olmadığı sürece kardeşlerin Çankırı Postasınu kendi aralarında çözmesini beklemelidir. Anne baba küçüğü koruyup taraf olmadığı zaman küçüğü ağabeyiyle/ablasıyla anlaşmak için kavga yolunu değil, itaat etme ve anlaşma yolunu seçecektir.
Çankırı Postası:Ergenlerde hiperaktivite ve dikkat eksikliği olur mu? Belirtileri nedir? Çoğu anne baba hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin sadece çocuklarda olduğunu sanıyor.
Elbette olur. En tehlikelisi de çocuk hiperaktifliğideğil, genç hiperaktifliğidir. Hiperaktif gençler çoğu zaman hiperaktif olduklarının farkında değildir. Hiperaktif kişilerde genellikle dikkat eksikliği de vardır. Uzun süre dikkat gerektiren işlerden hoşlanmazlar. Bir gençte aşağıda sıralanan belirtilerden 5 tanesinin bulunması halinde “hiperaktif kişilik bozukluğu” tanısı konabilir.
Genç Hiperaktifliği Belirtileri:
v İsteklerinin hemen yapılmasını isterler, beklemeyi ve sabretmeyi sevmezler.
v Duyguları inişli çıkışlıdır.
v Dinlemeyi sevmez, sıklıkla karşısındakinin sözünü keserler.
v Kendilerini iyi ve kötü hissetme arasında gidip gelirler.
v Çankırı Postasın çözme, zorluklara dayanma güçleri zayıftır; çabuk pes ederler.
v Plan yapmaz, zamanı iyi kullanmazlar.
v Hızlı ve tehlikeli araba kullanırlar. Kırmızı ışıkta beklemeyi sevmez, yeşil ışık yanar yanmaz öndeki arabanın yürümesi için kornaya basarlar.
v Özeleştiri yapmaz, hatalarını kabul etmez, başarısızlıkların sebebini başkalarında ararlar.
v Birkaç işe birden girişir, bitirme sabrı göstermez, çoğu zaman yarım bırakırlar.
v Oturdukları yerde duramaz, sık parmak çıtırdatır, ayaklarını sallarlar.
v Unutkandırlar, eşyalarını kaybederler. Anahtar, gözlük, cep telefonu ve şemsiye gibi eşyalarını kaybeder; nereye koyduklarını hatırlayamazlar.
Çankırı Postası: Bazı ergenler neden riskli ve tehlikeli davranışlarda bulunur. Neden kazalardan ders almaz? Hiperaktifliğin bunda payı var mı?
Hiperaktifliğin payı olduğu kadar yetiştirilme tarzının da payı büyüktür. Çocukluğunda davranışlarına sınır konmayan, her isteği yerine getirilen gençler beklemeyi, sabretmeyi, sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenemezler. Tehlikeli araba kullanmanın ölümcül kazalara sebep olabileceğini düşünmedikleri için “Ben iyi sürücüyüm, bana bir şey olmaz” diye düşünür, dürtü kontrolü yapamazlar. Özel bir lisede İngilizce hocalığı yaptığım yıllarda, lise son sınıfta bir erkek öğrencimiz tehlikeli araba kullanmaktan iki ciddi kaza geçirmiş, arabalar hurdaya ayrılmıştı. Aile yeni bir araba almamalarını, bu gencin iki kazadan ders almadığını söyledik; ama aile dinlemedi, yeni bir araba aldılar. Aradan iki ay geçmedi, genç hız yüzünden arabanın kontrolünü kaybetmiş, çok ciddi bir kaza geçirmiş, araba hurdaya dönmüş, genç de içinde hayatını kaybetmişti.
Çankırı Postası: Ergenlerde kız-erkek arkadaşlığı bir Çankırı Postasın mudur? Sınırları ve ölçüsü nedir? Anne baba konuya nasıl yaklaşmalı?
Ergenliğe geçişle birlikte karşı cinse ilgi artmakta, karşı cinsin kendisini nasıl gördüğü önem kazanmaktadır. Kızlar kendi aralarında, erkekler kendi aralarında kime ilgi duyduklarını, kimden hoşlandıklarını, kimi sevdiklerini konuşurlar. Sınıf arkadaşlığı, mahalle arkadaşlığı, dershane arkadaşlığı birbirleriyle tanışmaya, birbirlerine yakınlık duymaya ve birbirleriyle arkadaşlık kurmaya vesile olmaktadır. Önemli olan arkadaşlığın sınırlarıdır. Anne baba ergen çocuğuyla kız-erkek arkadaşlığının sınırları olduğunu, bu sınırları koruması gerektiğini anlatmalıdır. Genç gönül ilişkilerini de anne babayla paylaşabilmeli. Arkadaşını eve davet edebilmeli, anne babasıyla tanıştırabilmelidir. Evinize gelen, çayınızı çorbanızı içen, yemeğinizi yiyen bir genç sizin çocuğunuza zarar verecek bir davranışta bulunmaz. Burada Çankırı Postasın olan anne babadan habersiz okuldan kaçmalar, tenha yerlerde buluşmalardır.
Kızım lise son sınıfta, bir akşam dershaneden eve geldiğinde çok heyecanlıydı. “Kızım heyecanlı görünüyorsun, hayırdır ne oldu?” dedim. “Dershaneden bir erkek öğrenci beni eve kadar takip etti. Yolda bana arkadaşlık teklif etti, benden çok hoşlandığını söyledi” dedi. Ben de heyecanlandım. “Çok ilginç, sonra ne oldu?” dedim. “Kendisine teşekkür ettim, zaten dershaneden arkadaş olduğumuzu, ama daha farklı, özel bir arkadaşlığa hazır olmadığımı söyledim. Üniversite sınavlarına hazırlandığımızı, anne babalarımızın bizden bir beklentisi olduğunu söyledim. O da benden özür diledi ve teşekkür edip ayrıldı” dedi. Kızımı öptüm: “Aferin kızım, sana da bu yakışır” dedim. Arkadaşlarına aramızda geçenleri anlatınca inanamamışlar. “Gerçekten bunları konuştunuz mu? Baban hiç kızmadı mı” demişler. O da: “Babamla paylaşmayacağım da kiminle paylaşacağım” demiş.
Anekdot: Lise ikinci sınıfta okuyan Mehmet’in hayali sevgilisi
Çankırı Postası: Ergen neden yalan söyler? Anne baba yalan söyleyen ergene karşı nasıl davranmalı?
Doğru söylemesi durumunda eleştirilen, suçlanan, hatta ceza alan ergen doğru söylemekten vazgeçer; yalan söyleme yolunu seçer. Anne baba ergenin yalan söylediğini hissettiği zaman, eleştirmeden, suçlamadan, kendisinden dürüst olmasını beklediğini söylemelidir. Daha sonra eğitim şeklini gözden geçirmeli, yalana yol açan tutumlarından vaz geçmelidir.
Çankırı Postası: Ergen neden küfürlü ve argo konuşur? Küfürlü ve argo konuşmanın temelinde yatan nedir?
Küfürlü ve argo konuşan gençlerin aile yapıları incelendiğinde karşılıklı sevgi ve saygının eksik olduğunu, üyelerinin birbirlerine hakaret etmekten çekinmediklerini, küfürleştiklerini, daha da ileri giderek şiddet uyguladıklarını görüyoruz. Bu şartlar altında yetişen bir genin benlik saygısı çok düşüktür. Kendisini değersiz ve aşağı görür. Kendisine saygısı olmayanın başkalarına da saygısı yoktur.
Çankırı Postası: Ergen neden hırsızlık yapar? Hırsızlığın sebebi gerçekten maddi ihtiyaç mıdır?
Hırsızlığın sebebi her zaman maddi ihtiyaç değildir. Manevi ihtiyaç ve ruhsal açlık da hırsızlığa yol açabilir. Özgüveni düşük, kendisini değerli hissedeceği başarıları olmayan, ailede sevilmediğini düşünen, arkadaş edinmede Çankırı Postasın yaşayan gençler marketlerden çaldıkları eşyayla ve evden çaldıkları parayla bu açlığını ve eksikliğini gidermeye çalışmaktadır.
Çankırı Postası: Ergenlikte sık rastlanan davranış bozukluklarından biri de şiddet ve saldırganlıktır. Ergenler neden fiziksel güç kullanma gereği duyarlar? Kitabınızda: “Suça bulaşan gençlerle yaptığımız görüşmelerde neredeyse hepsinin babalarıyla Çankırı Postasınlu olduğunu görüyoruz” diyorsunuz. Babalarıyla Çankırı Postasınu olan gençler neden suça bulaşır?
Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Şiddet kültürünün yaşandığı, kocanın karısını, anne babanın çocuklarını dövdüğü, güçlünün zayıfı ezdiği bir ailede, çocuk şiddeti hayatın bir gerçeği gibi algılamakta, o da kendisinden zayıf olanlar a şiddet uygulayarak üstünlük sağlamaya çalışmaktadır. Fiziksel gücün doruğa ulaştığı gençlik çağında görülen şiddet davranışları suç teşkil edecek boyutlara çıkabiliyor. Suça bulaşan gençler üzerinde yapılan araştırmalar çoğunun babalarıyla Çankırı Postasınu olduğunu gösteriyor. Baba otorite sembolüdür. Babaya başkaldıran bir genç, devlet otoritesine ve toplum kurallarına da başkaldırmakta, suç örgütlerine katılmakta, kolayca anarşiye ve suça bulaşmaktadır. Devlet güçleri tarafından çatışmada öldürülen anarşist bir gencin arkasından anne ağlamakta, baba “benim böyle bir oğlu/kızım yok” diyebilmektedir.
Çankırı Postası: Anne babalardan ergenler hakkında sık duyduğumuz şikâyetlerden biri de “Hiç kendine güveni yok, bildiğini de kalkıp söylemez.” Ergende özgüven kaybının sebebi nedir?
Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’da bir belediyenin ilköğretim öğrencilerine ücretsiz kurslar verdiği Bilgi Evinde çocuklara motivasyon semineri yaptım. Seminere başlamadan önce öğrencilere “İçinizden kim gelip benim özgeçmişimi okuyacak?” dedim. Ben yedinci ve sekizinci sınıftan öğrencilerin el kaldırmasını beklerken, sadece ön sıralardan küçük bir kız çocuğu el kaldırdı: “öğretmenim ben okurum” dedi. Kaçıncı sınıfa gittiğini sordum. Dördüncü sınıfa gittiğini söyledi. Hiç şaşırmadım. Bu çocuk özgüveni yüksek, Çankırı Postasımluluk almaktan korkmayan bir çocuktu. Diğerleri, özgüvenleri zayıf : “Ya yanlış okursam, ya arkadaşlarım bana gülerse” diye yanlış yapmaktan korkan, bu yüzden Çankırı Postasımluluk almak istemeyen çocuklardı.
Çankırı Postası: Ergenlerde sık görülen sorunlardan biri de internet bağımlılığına yol açacak kadar “internet kullanımı, sosyal paylaşım sitelerinde hesap açma ve sanal arkadaşlıklardır” . Bilgisayar ve internet kullanımının ölçüsü ne olmalıdır? Yasaklama çare midir?
Yasaklama çare değil elbette. Sınır konacak. Bilgisayara ve internete ayıracağı süre aile toplantısında belirlenecek. Bilgisayar herkesin göreceği yerde, mesela salonda olacak. Bilgisayara zararlı sitelere girişi engelleyici filtre programları yüklenecek. Gerçi artık telekomünikasyon iletişim merkezi de yasaklı sitelere girişi engelliyor.
Çankırı Postası: Ergenlikte cep telefonu kullanımı bazen aşırıya kacacak şekilde teşkil edecek boyutlara varabiliyor. Gençlerin elinden bırakmadığıİnterneti, 3G görüntülü görüşmesi, sınırsız genç paketi, bilgisayar oyunları içeren pahalı ve akıllı cep telefonları var. Cep telefonu kullanmanın sınırları ve ölçüsü ne olmalıdır?
Bu cep telefonu kullanımı, haberleşmenin ötesine geçmiş, gençler arasında bir salgın halini almış durumda. Sokakta, çarşıda, okul yolunda gençlerin elinde bir telefon ya konuşuyor, ya mesaj yolluyor, ya oyun oynuyor ya da internete giriyor. Aileler bunu da sınırlayabilir. Anne baba gencin kendi cep harçlığı ile abone olmasını ya da kontur almasını sağlayarak sınır getirebilir. Genç telefonunu beğenmiyor, daha gelişmişini almak istiyorsa, harçlığından biriktirip almalı.
Çankırı Postası:Yeri gelmişken ergene verilen harçlık konusunu da konuşalım. Ergenler genellikle kendilerine verilen harçlığı az buluyorlar. Harçlığını az bulan ergene anne baba nasıl yaklaşmalı?
Harçlık konusu ailenin gelir düzeyine, gencin birlikte olduğu arkadaş çevresine göre ayarlanmalı. Harçlığın miktarı aile ekonomisini zorlamamalı, ancak gencin arkadaş çevresine de uygun olmalıdır. Harçlığın miktarı, nerelerde kullanılacağı para yönetimiyle ilgili bir konudur. Aile küçüklüğünden itibaren çocuğa parayı doğru yerde kullanmayı ve doğru yönetmeyi öğretmesi gerekir. Ben oğluma ve kızıma daha ilkokula başladıkları günden itibaren harçlık vermeye başladım ve nasıl kullanacaklarını öğrettim. Önce günlük verdim, sonra haftalığa çıkardım Haftalığa çıkardığımda oğlum harçlığını iki günde bitirdi. Tekrar harçlık istedi. Ben de aldığı harçlığın haftalık olduğunu 7 gün süreyle kullanması gerektiğini, yeniden harçlık alabilmek için 5 gün daha sabretmesi gerektiğini söyledim. “Ama istersen benden borç alabilirsin. Verdiğim borcu gelecek hafta harçlığından ödersin” dedim. Eline para geçeceği için hemen kabul etti. Tabi onu da iki günde bitirdi. Sonra haftalığını alırken borcunu istedim. Borcunu verince elinde az bir para kaldı. “Baba, borç almak iyi bir şey değilmiş, bundan sonra borç almayacağım” dedi.
Çankırı Postası: Ergenlikte meslek seçimi nasıl olmalı? Anne baba ergeni/genci meslek seçme konusunda yönlendirmeli mi, yoksa serbest mi bırakmalı?
Meslek seçimi anne babanın isteğine göre değil, gencin yeteneğine ve idealine uygun olmalıdır. Yeteneği ve bu yeteneğe uygun bir ideali olan gençler okuyor. Gençler anne babanın istemesiyle, yönlendirmesiyle ve zorlamasıyla meslek seçmemeli. Severek yapacağı, yaparken kendisini mutlu ve değerli hissedeceği bir mesleği seçmeli, bunun için elinden gelen gayreti göstermelidir.
Çankırı Postası:Anne babalar ve eğitimciler için çok yararlı bir söyleşi oldu. Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.
Ben teşekkür ederim.