O 'kellesini alırım' dediğin sekreter daha bir ay geçmedi ölümden dönmüştü.


Nereden geliyordu biliyor musun?


Gece mesaisine kalmıştı.

Hani sizin şu yedi kocalı hürmüze döndürdüğüz hastanenin bir birine sarmal yumağı gibi karışmış sorunları yüzünden.

Tayini 'Anadolu'nun şirin bir köşesi' bildiği Çankırı'ya çıktığında nasılda sevinmişti belki de.

Ne bilsin garibim, gelir gelmez cadı kazanının içine düşeceğini! 

Ölümden dönmüşken birde kendisine "geçmiş olsun" yerine "kelle" denerek aşağılanacağını.


Nezaketen de olsa insani bir vazife bilip ziyareti bırak, arayıp geçmiş olsun telefonu dahi ettin mi?


Kelle dediğin adamı senin Sağlık Bakanın Dr. Mehmet Müezzinoğlu göndermedi mi?


Hastaneye başhekim dayanmıyor değil mi?


İsmail Çağatay Topçu Çankır'nın çocuğu değilmiydi?

Emeği yokmuydu?

Tabi o'da kötüydü, bölücüydü…


Sağlık çalışanları huzursuz…


Sağlık çalışanları bıkmış…


Kimse bu şartlarda görev almak istemiyor…

Bir an önce Çankırı’dan kaçıp kurtulmak istiyor…

Evet, kırk yılın başında da olsa doğru bir laf etmişsin.

Sağlık çalışanları gruplara bölünmüş.

Mevzi kazanma anlamında herkes adamların biryerinden kendi safına çekiştirirse nasıl bölünmesin.


Siyasiler, sendikacılar, bürokrasi herkes ‘buranın horozu benim, benim çöplüğüm’ diyor.


En az 7-8 yıl okumuş cerrah olmuş bir yöneticiye s
endikacıyım ayağına sağlık teknisyeni yönetmeye kalkarsa ne beklersin bu yapıdan.


Hadi o sendikacılar sıkıyorsa çıksın Doktoruna 'kelle' diyerek aşağılayan zihniyetten hesap sorsun (!)


Tabi eğer sendikacılık hak aramak, dayanışma sağlamak noktasından çıkıp kişisel menfaat elde etmeye dönüştüyse söyleyecek sözüm yok!   


Siyasi istihdam noktasında "hastane benim arka bahçem" diye görüp siyasetçi müdahale etmesin.


El insaf yahu!


Bir hastane yönetimine bu kadar da karışılmaz ki.

Bu kadar yap-boz tahtası haline sokulmaz ki;


Sonuçta insanların sağlığını ilgilendiren bir kurum.


Yarın 'kelle' dediğin o adamların ameliyat masasına yatıp canını onlara emanet etmeyeceğinin garantisini kim verebilir.


Her şey benden sorulur edaları, bu hırs nedir? 


Bırakın herkes işini yapsın.


“Daha birkaç ay önce geldi” dediğin bir adama biraz zaman tanımak zorunda değil misin?

Bebek bile annesinin karnında 9 ay 10 gün geçmeden doğmuyor.


Bu nasıl bir yönetim anlayışı? Bu nasıl bir zihniyet, kafa yapısıdır.


Bak biz seni 3-5 ay değil 4,5 yıldır sabırla çekiyoruz.

Hiç mi Allah’tan korkunuz kalmadı?

Biraz susun, biraz soluklanın, biraz nefes alın...

Siz  böyle kavga ederken ayağınızın altından iktidar kayıp gidiyor farkında bile değilsiniz!.


Ben Çankırı siyasetinin bu denli ayaklar altında seviyesiz bir hal aldığını emin olun bu döneme kadar görmedim, duymadım!


Çankırı’ya fitne tohumlarını kimin serptiğini sorsak kundaktaki bebeler bile vekil Filiz’i gösterir.


Hak ve emekten bahsetsek en son konuşacak kişi bile kendisi olamaz.


KPSS sınavına girmeden yeğen Tuba Filiz’i Çankırı Belediyesi özel kalem müdürlüğü istisnai kadrodan torpille memur yapan kendisi değil mi?


Belediyeye bir gün dahi uğramayan yeğen Filiz için; “Eğer yeğenim Belediyeden bir kuruş maaş aldıysa burnundan fitil fitil getiririm, milletvekilliğinden istifa ederim” diyen kendisi değil mi?


Bak belgesi yolda geliyor yayınlarsam sözünde durup istifa edecek misin sayın Filiz?


İstifa etmesen de önemli değil.


Biz azletmesini biliriz.