İlimiz de Genel seçim kampanyası ufak tefek olaylar dışında her zamanki gibi sakin, karşılıklı saygı ve centilmenlik gösterisi içerisinde geçti. Sık sık yapılan seçimlerin verdiği bıkkınlık halkımız üzerinde hemen belli oluyordu. Herkes şu iş biran evvel bitse de kurtulsak havasındaydı.


Sakin giden seçim sürecine maalesef oy verme günü gölge düştü. Bir sandık görevlisi vatandaşımız nedeni henüz bizce bilinmeyen bir tartışma sonucunda bıçaklandı ve ağır yaralandı. Biz hainleri Kandilde arıyorduk, ama hain burnumuzun dibine kadar girmişte farkına varamamışız. İstenmeyen olayın tek olumlu yanı siyasi partilerimizin yekvücut olup olayı protesto etmeleri ve yaralı vatandaşımıza destek vermeleridir. Bu örnek davranışlarından dolayı tüm siyasi partilerimizin yöneticilerini ve adaylarını kutluyorum.


İlimizde seçim sonuçları Ülke genelinin aksine iktidar partisinin zaferiyle sonuçlandı. İktidar partisi İlimizde de oy kaybetti, ama yinede İki milletvekilliğinin ikisini de almayı başardı. Seçilen Vekillerimizi kutluyoruz ve başarılar diliyoruz.


Hüseyin Filiz ikinci defa seçilerek şehrimiz baz alındığında önemli bir başarıya imza attı. Halkımız Hüseyin beyi tekrar meclise göndererek Vefa’nın sadece bir semt adı olmayıp hizmetin karşılığının da olduğunu göstermiş oldu. Bir önceki dönemde çalışkanlığı ve üretici politikalarıyla halkına olan borcunu ödemiş olan Filiz, üstelik alacaklı duruma da geçmişti. Halkımız tekrar o nu Meclise göndererek bir nevi borcunu ödemişte oldu. Şimdi Hüseyin Filiz bir defa daha borç altına girdi, tahmin ediyorum yeni projeleri ile yine borcunu ödeyecektir.


Emin Akbaşoğluna geçmeden evvel daha önce aldığım notları Sayın Filize hatırlatmak isterim. Seçim kampanyasında kırdığı potlar ben dahil bir çok sevenini üzdü. Sıralamaya girememiş Aday Adaylarını eleştirmesi, töhmet altında bırakması ve polemiğe girmesi hem şık olmadı hem de siyaseten çok yanlış oldu. Dört yıllık Parlamento tecrübesine yakışmadı açıkçası. Tahmin ediyorum kendisi de yakıştıramadı ve bir daha aynı hatayı tekrarlamadı. Umarım Çerkeşte yaşanan darp olayı da bir daha yaşanmaz. Hüseyin bey daha sonra polemik yaşadığı İdris Şahin’in Babasının cenaze törenine katılarak ortamı yumuşatmayı bilmiştir.


İlimizi Mecliste temsil etmeye hak kazanan ikinci vekilimiz M. Emin Akbaşoğlu oldu. Kendisini birkaç kez dinleme imkanım oldu. Seçim sahasında ki performansı fena sayılmaz. Kılıçdaroğluna attığı gol ise, fırsatları iyi değerlendirme kabiliyeti bakımından gösterge olabilir. Seçim sathında ortama uyup Kur-an okumasını doğru buldum, ama internet ortamında yayınlanması yanlıştı.


Şimdi kendisinden beklediğimiz ise okuduğu kur-anın yasak ettiği yolsuzluk, arsızlık ve rüşvetle mücadele etmesidir. Akbaşoğlu, İstanbul vizyonu ve çapını siyasi profiline katar ve İlimize yansıtabilirse başarılı olur. Ümidimiz ve dileğimiz odur ki, proaktif bir siyaset izler, ürettiği projelerle önce borcunu öder, sonra tıpkı Hüseyin Filiz gibi alacaklı duruma geçer.


Benim sayın Vekillerden özellikle istediğim husus ise, İktidarın Ülke genelinde ve İl genelinde kaybettiği oyların analizinin iyi yapılması, yolsuzluk ve arsızlıklarla mücadele edilmesidir. Bu analiz ve mücadele göz ardı edilirse, hem İlimiz hem de kendileri kaybedecektir. Sayın Vekillerimiz ayrıca şehirleri köyleştiren İmar anarşisinin nedenlerinin ortaya çıkartılması amacıyla Mecliste araştırma komisyonu kurulması için önerge verirlerse ve İmar anarşisi ile mücadele için bir yasa teklifi hazırlayıp Kanunlaştırabilirlerse hem Ülkemize hem de şehrimize önemli bir hizmette bulunmuş olurlar.


İlimizde seçmen sayısı ve geleneksel potansiyel güç itibari ile kuvvetli olan diğer partimiz bu seferde başarılı olamadı ve az bir farkla da olsa Meclise üye gönderemedi. Tahmin ediyorum başarısızlığın nedenini kendileri daha iyi araştıracaktır. Dost meclislerinde konuşulan ise, yanlış aday gösterildiği yönünde. Sadık Yakın veya Hakkı Duran aday gösterilse en azından bir vekil çıkarmak içten bile değildi, diyenlerin sayısı az değil. Benim kanaatim ise, görev yaptığı dönemde halkımızın zihninde olumlu ve derin izler bırakan Hakkı Duran aday gösterilebilseydi önemli bir başarı kazanılabileceği yönündedir.


Çankırı da yapılan seçimin en renkli adayı ise, Ana muhalefet partisinin adayı Murat Berat Atalay’dı. Murat bey çoktandır esamisi okunmayan Ana Muhalefet partisini Çankırı’da tekrar diriltti dersek hata yapmış olmayız. Murat bey bu başarıyı yakalarken maddi ve manevi her türlü fedakarlıktan kaçınmadı.


Murat beyin benim üzerimde bıraktığı olumlu intiba ise, bize göre beşeri olan davası için hatırı sayılır bir serveti harcamasıdır. Bir çok Hacı bey tanırım, servetinin hesabını bilmez, ama inandığın dava için bir kuruş vermekten imtina eder. Belki ne alaka, diyeniniz olacaktır, Murat bey Milletvekili olmak için para harcadı diye de düşünebilirsiniz. Bu fikrinize saygı duyarım. Ama benim kanaatim ve aldığım bilgiler Murat beyin zaten sonucu baştan bildiği yönünde. O sadece onuru ve inandığı Sosyal Demokrat ideolojisi için parasını harcamıştır.


Seçim propagandalarında dikkatimi çeken ve tuhafıma giden husus ise, Özellikle muhalefet partisine mensup sözcülerin yerel sorunlara değinmekten çok ulusal sorunları öne çıkarmalarıydı. Bunun nedeni acaba, Genel Merkez yöneticilerini yetersiz görmeleri mi?  Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlık koltuğunu gözlerine kestirmeleri mi? İlimizin sorunlarının olmadığından mı? Çap ve Vizyon eksikliği mi? Yoksa Ankara’nın yakalandığı Miyop hastalığına onların da yakalanması mı? Şimdiye kadar bir anlam veremedim doğrusu.


Seçimin bana göre en olumsuz yanı ise, yağcılığın ve yağdanlığın tavan yapmasıdır. Ulan ne çabuk düşman profilinden kurtuldunuz da dava adamı profiline büründünüz, ne çabukta adapte oldunuz  da siyasilerle yapışık ikiz oldunuz. Bu tipleri biraz daha araştırdığınızda kendilerini sağlama aldıkları gibi, eş ve çocuklarını da maaşa bağlattıklarını öğreniyorsunuz ve bu kadarına da pes diyorsunuz. Partiler, adaylar seçim kaybedebilir, ama bu tipler hiçbir seçimi kaybetmez.


Bunların başarılarını gördüğümde, şimdiye kadar birilerin neden bir baltaya sap olamadığını daha iyi anlıyorum.

Seçimin en olumlu yanı ise, arzulanan sonucun kısmen de olsa elde edilmesiyle Kedilerin suçlanmaktan kurtulmalarıdır. Onlara geçmiş olsun diyorum ve yinede Trafolardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum.